17 Kasım Atina Teknik Üniversitesi İşgali yıl dönümüne 4 gün kala aklıma tabii ki Cunta dönemi geldi.Atina Politeknik Ayaklanması 1973 yılında Yunanistan’da 1967 yılından beri sürmekte olan askerî cuntaya karşı gerçekleştirilen büyük çaplı ayaklanma. 14 Kasım 1974’te başlayan olaylar cunta karşıtı geniş çaplı bir ayaklanmaya dönüşmüş ve 17 Kasım sabahı Politeknik kapısından giren tankla birlikte kanlı bir hal almıştır. Cunta zamanı işkenceleriyle nam salmış Averoff Cezaevi.”Φυλακές Αβέρωφ” Yorgos Averoff adlı işadamının verdiği parayla 1890larda yapılan bu cezaevi Goudi Semtinde bulunuyordu. Apostolos Nikolaidis Stadı yani Aleksandras caddesine bayağı yakındı. 1971 yılında yıkılana kadar yaklaşık 90 yıl hizmet verdi. Bu süre zarfında yüzlerce kişinin son nefesini verdiği bir ölüm merkezi oldu.
Cunta deyince aklıma 1922 yılında kurulan Yunan Cunta İdaresi geldi. 9 Eylül 1922 günü Ankara Hükümeti ordusu İzmir’e girdikten 2 gün sonra yani 11 Eylül 1922 yılında Atina’da askeri darbe yapıldı. (Yunanca: Επανάσταση της 11ης Σεπτεμβρίου 1922), Türklere karşı Anadolu’da yenilen Yunan ordusu ve donanmasında başlayan bir ayaklanmadır.
Anadolu’daki savaş devam ederken, Yunan halkının ve ordusunun önemli bir bölümünde, savaşa girilmesine neden olan kişilere karşı var olan nefret duygusu, savaşın kaybedilmesiyle daha da arttı. 28 Ağustos tarihinde Petros Protopapadakis başkanlığındaki hükümet istifa etti. Protopapadakis’in istifayla Nikolaos Triantafyllakos başkanlığında yeni hükümet kuruldu.
11 Eylül’de Albaylar başkanlığındaki bir Cunta Komitesi oluşturuldu. Sakız’da Nikolaos Plastiras, Albay Stylianos Lesvos da ordunun temsilcisi olarak seçildi.
13 Eylül’de Yunan ordusu Anadolu’dan gemilerle Lavrio’ya geldi. Ertesi gün, Kral Konstantin tahtını bırakarak İtalya’ya kaçmak zorunda kaldı. Tahta Konstantin’in oğlu II. Georgios geçti. 15 Eylül’de, cunta birlikleri Atina şehrine girdi. Bu olaydan sonra Atina’da Sotirios Krokidas başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu.
Bu darbe ile 1924 yılında Yunan monarşisinin yerine ilan edilecek olan İkinci Helen Cumhuriyeti’nin önü açılacaktır.
Tabii ki Cunta boş durmadı ve halktan ve ordudan gelen baskının önünü alamayan genç kral sonunda halkı yatıştırmak için bu hezimetin suçlularını yargı önüne çıkarmaktan başka çare bulamadı.
Yapılan duruşmalar sonucu, 28 Kasım 1922’de aralarında Georgios Hatzianestis, Başbakan Dimitrios Gounaris, Georgios Baltatzis, Nikolaos Stratos, Nikolaos Theotokis, Petros Protopapadakis başta olmak üzere altı kişi Anadolu’daki yenilgiler (Μικρασιατική καταστροφή / Mikrasiatiki Katastrofi: Küçük Asya Faciası) nedeniyle idama mahkûm edildi.
Duruşmalardan hemen sonra idama mahkum edilen sanıklar Averoff Cezaevinde bir aşağılama şekli olarak sandalyeye ters oturtulmuş şekilde sırtından kurşuna dizilerek idam edildi.
Benim düşünceme göre bu idamlar siyasetçilerin arkasında bulunan güç odaklarının bir oyunu. İdam edilen siyasetçilerin olayların perde arkasını ifşa etmemeleri için yapılan bir göz boyamadır. Ayrıca halk bu idamlarla uyutularak ekonomik çöküntü ve moral bozukluğunun nefret yayarak önüne geçilmesine yol açmıştır. Böyle olayların bir daha yaşanmaması dileğiyle.