1970’lerde bestelenmiş Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses şarkılarını dinleyince hep kendimi Topkapı-Bloklar minibüslerinde buluyorum. Düz Burunlu Renault Minibüsler, Ford Transit minibüsler ile Magirus minibüsler içinde çamurlu yollarda geçen anlar geliyor aklıma. Geniş parke taşlıydı yollar. Arnavut kaldırımı. Sur dışı şehrin eskiden köy olan kısmı 1960’larda hem fabrika hem konut hem de gecekondularla dolmaya başlamıştı.
Topkapı-Bloklar minibüsü işte bu fabrika, atölye ve toplu konutla, gecekondu denizinden geçerdi. En sevdiğim şey Bayrampaşa Maltepe tarafından dönüp Davut paşa yolundaki fabrikaları saymaktı. Fabrikalar genelde grev yüzünden kapalı olurdu. Hepsini tek tek bilirdim. Atlı Zincir fabrikası, Amboss çatal kaşık fabrikası. Nuh’un Ankara Makarna Fabrikası, Ülker Bisküvi Fabrikası, Besler Bisküvi fabrikası, Birleşik Alman İlaç Fabrikası, İbrahim Ethem Ulugay ilaç fabrikası. Jumbo çatal-kaşık fabrikası, Karaca triko fabrikası şu an aklıma gelenler. Ayrıca Oerlikon Kaynak Elektrotları fabrikası ve Teknik Boya ile Şerbetçi Soğuk Hava deposu, Vakko Fabrikası diğerleri. Magirus Fabrikası da Haznedardaydı. Efes Pilsen fabrikası da. Gazyağı ve Benzin kuyrukları ile benzin istasyonlarının önü hep dolu olurdu. Ayrıca tüp gazı kuyruğuna girdiğimi de hatırlıyorum.
Bakkala girip 50 kuruşluk bir avuç bisküvi ve gazoz alıp bakkal amcayla beş yaşında sohbet ettiğimiz de.
Dondurma da açık olurdu, bisküvi de. Ayrıca Ülker Bisküvi fabrikasında ambalaj makinesinin yanlış kestiği kapanmamış bisküvi ve çikolataları bir naylon poşete doldurup çok ucuza verirlerdi.