Erkek kardeşimin “Ağabey, Yılmaz Erdoğan’ın yeni dizi başladı” demesiyle diziyi izlemeye başladım. Sosyal Medyada dolaşan “Pavyonda dans eden Hazal Ergüçlü ” paylaşımlarının da bu dizi ile alkalı olduğunu bilmiyordum. Kardeşim “Bir Demet Tiyatro Gibi” demesi üzerine daha da çok ilgilendim. 3 bölümdür izliyorum. Televizyon seyretmiyorum. Eşimden dolayı maruz kalıyorum. O izleyince ben de saçma sapan dizileri izlemiş oluyorum tabii ki.
Bu dizi gerçekten beni çok etkiledi. Özenle yazılmış bir senaryo var. Gerçekten güzel oynanmış sahneler. Her şey gerçeğe uygun. “Çok gezen mi bilir? Çok okuyan mı? En çok “Çok Merak eden” bilir. Gerçekten de çok doğru. Kendimden biliyorum. Çok merak ettiğim için hem gezmeyi hem de okumayı çok seviyorum. Dizide karısını öldürdüğü için uzun yıllar hapis yatmış bir edebiyat öğretmeninin hayatı anlatılıyor. Hapisten çıktıktan sonraki kesit veriliyor bize. Zaman zaman da Flasback oluyor. 3.bölüme kadar ana karakterden bağımsız bir karakter daha anlatılıyor ama kim olduğunu bilmiyoruz. Bağlantı 3. bölüm sonunda belli oluyor.
Çok ince “Yılmaz Erdoğan” esprilileri var. Aynı Organize İşler, Bir Demet Tiyatro, Oto gargara, Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü? Bana Bir Şeyhler Oluyor, Vizontele eserlerinin bir karışımı gibi .
Zeka ürünü espriler var. Dram içinde bulunan hayatımızın komikliği çok ustaca anlatılmış. Öleceğimizi bildiğimiz bir dünyada yaşam mücadelesi vermemiz ve her gün hayatta kalmaya çalışmamız gibi komiklikler. Dizi olayları bizim ülkemiz insanlarına has kadercilik felsefesi üzerinden anlatıyor. Çok iyi bir insan olan Edebiyat öğretmeni karısını öldürmek durumunda kalıyor (Sebebini bilmiyoruz henüz) ve çocukları evlatlık olarak birilerine veriliyor. Seven dostları ve öğrencileri var. Fakat terslikler, şansızlıklar bir an olsun yakasını bırakmıyor. Sürekli bir bela geliyor başına. Kendisi kötü insanlardan hiç haz etmiyor ve onlara karşı durduğu için başı belada sürekli.
Benim düşünceme göre bilinçaltımız çiziyor kaderimizi. Bilinçaltımıza ne kazınmış ise farkına varmazsak o bizi yönetiyor sürekli. Onun öğrendiği şeyleri yapıyoruz ve şiar ediniyoruz. O değerleri amaç edindiğimiz için onları yapmadan duramıyoruz. Bunların farkına varıp kendimizi değiştirebilirsek o döngüden çıkabiliyoruz. Daha fazla ön bilgi vermeden yazıyı bitiriyorum. İyi Seyirler