İkinci Meşrutiyet ile iktidara gelen Milliyetçi ve Irkçı zihniyet bir yüzyıl içinde tüm bir milleti nasıl zehirledi? Hala da zehirlemeye devam ediyor. Bu yüz yirmi yıl içinde müthiş bir Ermeni, Rum ve Arap düşmanlığı milli eğitim vasıtası ile çocuklarını zihinlerine akıtılmış. Bu zehir tüm ulus milletlerde var. Hepsi bazı haklardan nefret ediyor ve betonlaşmış kalıp düşüncelere sahipler. Bunun sebebi büyük bir sayıda insanı çok kolay bir şekilde güdebilmek. Bir söz, bir bayrak, bir imge ile onları hareket geçirebilmek. Duolingo uygulaması ile bir sürü dili öğrenme ve inceleme fırsatım oldu. Her dil aynı zamanda kendi psikolojisini de yansıtıyor. Arapça bölümünde sürekli “Arap kızı, Arap oğlanı, El Ezher İslam ve Arap Üniversitesi” dedirtiyorlar. Ayrıca acayip bir Batı Özentisi var. Sürekli Maya, Mustafa, Ömer Arap ve İskoçyalı, Hollandalı, Amerikalı oluyor. Mustafa hem Arap ama hem de Fransız. Mustafa Hem İngiliz hem de Ummanlı.
Başka hiç bir dilde böyle bir şey görmedim. Bir sürü dili denedim. Lehçe, Rusça, İspanyolca, Yunanca böyle bir şey görmedim. Türklerde de söyle bir şey var. Ne zaman Arapça öğrendiğimi söylersem neden Arapça diye soruyorlar. “Araplar bizi sattı” gibi basma kalıp şeyler söylüyorlar. Ben Arapçayı kendimi geliştirmek ve başka bir açıdan hayata bakmak için öğreniyorum. Çünkü bizi zorlayan her şey aslında geliştiriyor. Zorlanmaktan kaçtığımız her şey de bizim geri kalmamıza yol açıyor.