Düğün Dernek filminde otel müdürü Sırrı, Tüpçü Fikoya Sivasın ve Sivas Turizminin nasıl geliştiğini anlatıp misafirlerini etkilemek istiyor. “Suvaz Büyüyor ” diyor. Fiko da “Büyüyor da sana mı Büyüyor? ” diye soruyor. Ülke ekonomisi büyüyor da kimin için büyüyor? Gelir dağılımı bozuk. Bir kısım 2 milyon Türk lirası değerindeki araçlara biniyor ama büyük çoğunluk götüne don alamıyor. Açlık sınırında yaşayıp Türk ordusunun Suriye, Irak, Kıbrıs’ı işgal etmesini destekliyor. Köle gibi o büyüyen ekonomiye çalışıyor. Siyasiler palavra değil gerçekleri söylüyor. Üretim var , köpek gibi çalışıyor millet ama lüks ve refah içinde yaşayan Yüzde on oranında bir gurup var. Oligarşi yani. Bu oligarklar yağlı bir but kemiriyorlar ama asıl soyanlar bu oligarkları başa getiren ve besleyen global kapitalist sistem. Cumhuriyeti kuranlar da Kurtuluş savaşı mitini yaratan da bu sistem ve onun seçtiği oyuncular. Obsesif Kompulsif Bozukluk diye bir hastalık var. Takıntı. Bu takıntı hastalığı çok yaygın. Korku ve endişe ile besleniyor. Korku varsa endişe endişe varsa takıntı oluyor. Kitlesel iletişim araçları ile insanları takıntılı ve hasta yapmak çok kolay. Tabii bu büyük paralarla yapılıyor. Medya ile bir korku odağı yaratılıyor. Tabii ki önce devletler yaratılıyor parayla. Bu devletlere kahraman, tarih ve hikayeler yazılıyor. Sonra halklar bu hikayelere tutunup korku salan düşmanlara karşı tek yürek falan olmaya çalışıyorlar. O sırada köle gibi çalışıp soyuluyoruz ama ayağımızdan don alındığını milli gemimizin görüntülerini izlerken alamıyoruz. Ya da “Yunanı denize döktük” diye sevinirken aslında o insanların bizim insanımız olduğunu ve haksızlıkla yerlerinden yurtlarından edilip varlıklarına bir kısım insan tarafından çöküldüğünü bilmiyor veya görmezden geliyoruz. Çünkü önümüze tamah edilecek bir ganimet atılıyor. Vakıflar idaresinde uyguna kiralık dükkanlar, vakıflar zeytinyağı vs gibi yağma malı küçük miktarda dağılıyor .
Yağmanın farkına varan Türkiye’de duramıyor zaten. Yağmacı değilsen ve aklın başındaysa üç otuz kuruşa tamah etmek yerine hayallerini gerçekleştirebilirsin.