1990’lı yılların başıydı. Carlos Menem Arjantin Başbakanı olduğunda ilk kez duymuştum. “El Turco” sözcüğünü. İspanyolca Türk demek olan bu sözcük 1800’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde bulunan “Suriye” ve “Lübnan” kökenli insanlar için kullanılıyordu. Osmanlı pasaportu ile Güney Amerika’ya geldikleri için kendilerine “El Turco” deniliyordu. 1860-1861 yılları arasında Osmanlı Yönetimi altında Lübnan Dağı ve Şam bölgesindeki karışıklıklar meydana geldi. (1860 Suriye İç Savaşı olarak da adlandırılır), Dürziler ve Hristiyanlar arasında gerçekleşen sivil çatışmadır.
Müslüman bir mezhep olan Dürzilerin Hristiyanlara karşı yapılan katliamların ardından, çatışma Osmanlı Suriye’sinin diğer bölgelerine, özellikle de Şam’a sıçradı ve burada etnik temizlik olarak binlerce Hristiyan, Müslüman ve Dürzi milisler tarafından öldürüldü. Çatışma, Fransa liderliğindeki bir uluslararası askeri müdahaleyi getirdi. Bunun sonucunda binler Hristiyan Arap, Güney Amerika ve dünyanın diğer Hristiyan ülkelerine göçtü. 1987 yılında Blue Jeans dergisi bir fotoroman yayınladı. İsmi “Kırmızı Pazartesi”. Filmde Ornella Muti oynuyordu. Gabriel Garcia Marquez’in 1982 yılında nobel ödülü alması eserlerini çok rağbet eder hala getirmişti. Orjinal İsmi “Crónica de una muerte anunciada” ” Önceden bildirimiş bir ölümün günlüğü” gibi çevrilebilir. Filmi izlemedim ama kitabı okumuştum. Kitapta “Suriye Göçmeni” aslen Arap Hristiyanlar da geçiyor. Hikayenin baş kahramanları. Sonra daha bir çok Güney Amerika ülkesinde “El Turco” olup ünlenen kişiler ve şeyler gördüm. Mesela “Taco-el Pastor” Bildiğimiz Döner’in Meksika’da yapılmış şekliydi. Domuz etinden yapılıyor ve mısır unun yapılmış lavaşa konuyordu et.
1990’lı yıllarda ünlenen “Salma Hayek” de bir Meksikalı “El Turcoydu”. 1997 yılında hayatımıza giren “Shakira” da ilk hit şarkısını Arapça ve İspanyolca okumuştu. O da Lübnanlı bir Hristiyan Arap’tı . Kolombiya’da doğmuştu. Carlos Menem dışında , Eski Ekvador Devlet başkanları (Abdalá Bucaram, Jamil Mahuad), El Salvador Devlet başkanı (Antonio Saca), Dominik Cumhuriyeti Devlet Başkanı (Jacobo Majluta Azar) ve Kolombiya Başkanı (Julio César Turbay Ayala) ve son olarak Eski Brezilya Devlet Başkanı Michel Temer. Hepsi Lübnan ve Suriye kökenli. Michel Temer, Beyrut’un 70 kilometre kuzeyindeki Btaaboura kasabasından 1925’te São Paulo’ya yerleşen iki köylünün oğlu.
Genel olarak ezildikleri için azınlıklar her konuda en iyi olmak zorundadırlar. O yüzden önemli görevlere gelecek insanları yetiştiriyorlar. Eğer izin verilirse her yerde yönetim kademesine yükselebilirler. Kültürler bu kadar karışmışken neden peki bu halkları ayırıp ayrı ayrı ulus devlet kurup bir sürü savaş çıkartırlar. Neden bir sürü Arap devleti, Latin Amerika devleti vardır? Bu sorular da başka bir yazımızın konusu oldun. Sevgiler