Sene 1982 yaşım 10. Fenerbahçe’de şimdi yıkılmış olan “Kaya Palas” isimli gökdelenin bahçesindeki nizami potada basketbol oynuyoruz. Ribaunt için yükseldiğim de top çembere çarptıktan sonra sekip havaya doğru yükselmekte olan yüzük parmağımın üzerinde zıpladı. Parmağım topun baskısıyla içine girdi. Yaşadığım acıyı tarif edemem. Annemin beni kapıp Haydarpaşa Numune Hastanesine götürmesi ve parmağımı bükük bir şekilde bandaj yapıp beni eve göndermeleri. 10 gün sonra açtıklarında parmağımın o şekilde kaynamış olması ve tekrar kırmak istemeleri. Bir sürü hikaye. Bizim jenerasyonun “Beyaz Gölge” dizisi dışında basketbolu sevmesinin sebebi “Eczacıbaşı” basketbol kulübü ve Spor Sergi Sarayında basket maçı seyretmenin çok kolay olmasıydı. İstanbul’da yaşayan herkes tribünleri portatif bu salonda o yıllarda basket maçı seyretmiştir. Aydan Siyavuş, Efe Aydan , Aytek, Melih, Zeki ,Necati, Erman Kunter bir solukta saydığım isimler. Balkan Şampiyonu olmuştuk o yıllarda “Türk Milli Takımı” olarak. TRT basket maçlarını naklen veriyordu. Ayrıca Dünya ve Avrupa basketbol şampiyonları da naklen yayınlanıyordu.
1987 yılında Avrupa Basketbol Şampiyonası Yunanistan Pire’de Salı Günü Olimpiakos ile Fenerbahçe’nin karşılaşacağı salonda oynanıyordu. Yunanistan’ın Sovyetler Birliğini finalde yenip kupayı alması büyük bir devrimdi. O tarihten sonra Yunanistan basketbolda önemli sonuçlar alan kulüp ve milli takımlar çıkarmaya başladı. O tarihte Yunan Milli Takımında oynayan bir çok basketbolcu Olimpiakos oyuncusuydu. Kambouris, Fassoulas şu an aklıma gelen isimler. Panagiotis Giannakis de sonra Olimpiakos koçu olarak görev yapmıştı. SEF yani Dostluk ve Barış salonu benim için bir kabe gibi olmuştu. işte o yüzden Atina’ya yerleşince gidip Olimpiakos taraftarı olup kombine bilet aldım. Salonun her tarafını avucumun içi gibi biliyorum. Olimpiakos taraftarlarının tepkilerini de. Bu sene son 8 de Fenerbahçe’nin gelmesi ve Fenerbahçe’nin koçu Dimitris İtoudis’in Panatinaikos’un eski yardımcı koçu olması da ayrı bir ironi tabii ki. Salı günkü maça gidebilecek miyim bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var Olimpiakos’un her maç performansının düşmesi. Birinci takım olarak Euroleague ilk bölümü bitiren sekizinci olan Fenerbahçe karşısında bu kadar zorlanmasının sebebini İtioudis’in Yunan basketbolunu çok iyi bilmesi ve Obradoviç’in yanında yıllarca çalışmasına bağlıyorum. Amerikalı basketbolcuların psikolojisini çok iyi biliyorlar ve ona göre davranıyorlar. Olimpiakos şu an görevdeki koçu Yorgo Bartzokas ile bir kez Euroleague şampiyonu oldu. 10 sene geçti. Sanki hocanın sinirleri eskisi gibi sağlam değilmiş gibi geliyor. Kadıköylü bir Galatarasaylı olarak Fenerbahçe’nin turu geçeceğine ve dörtlü finale gideceğini hissediyorum. Bakalım neler olacak?