Herhalde çocukluğumdan beri görmek isteyip de göremediğim şehirlerden birisiydi. Benim için gerçekten duygusal bir geziydi. Çünkü dedem bir Selanikli. Kökümün olduğu şehri 6 sendir Yunanistan’da yaşayıp da ziyaret etmediğim için kendime biraz daha kızdım. Sonunda otobüs bileti alıp gittim Selanik şehrine. Atina’dan 6 saat süren bir otobüs yolculuğu ile sabah Selanik Otobüs garına vardım. Saat sabahın beşiydi. Otobüsten indiğim yer hem kalacağım daireye yakındı hem de Selanik Tren garına. Hava karanlıktı. Gara girdim oturdum. Çok temiz ama eski bir gardı. 1960larda yapılmış modern bir bina. Hava aydınlanınca sokağa çıkıp sırt çantamla şehrin merkezi kısmına doğru yürüdüm. o gün tam 15km yol yürüdüm. Şehrin liman kısmı batısında ve tren garına yakın. Merkezinde beyaz kule ve yukarda Yedikule ve yukarı şehir yani Anapoli var. Bana İzmir, Kadıköy Moda ve Bakırköy ile karışık bir duygu yarattı şehrin sokakları. Üniversite ve Fuar Merkezi şehrin göbeğinde. Merak ettiğim Mağrip Canlandırma Üslubunda yapılmış “Yeni Camii” tabii ki ziyaret edildi. Bir müze. İçinde Yunan ordusunun Anadolu Harekatı anlatılıyor. Çok anlamlı. Bulunduğu sokağın ismi ya Büyük İskender ya da Küçük asya gibi bir şey. Bana İstanbul’daki Rum semti Tatavla’nın isminin Kurtuluş yapılıp sokaklarının Baysungur, Ergenekon, Bozkurt şeklinde değiştirilmesi gibi geldi. Milliyetçiliğin bize ne kadar zararlı bir olgu olduğunu çok güzel anlıyorum. Şehrin eski kısmının büyük bir kısmı yakıldığı için büyük ve önemli anıtlar hariç beton apartman dolu. Sahil kısımlarında bazı yerlerde eski şaşalı Osmanlı döneminden kalma batı tarzı villalar. başı boş terkedilmiş duruyor. Şehir merkezinde bizim Kadıköy Mühürdar sahili gibi dolgu bir sahili var.

Atina’da olmayan değişik bir şey de böreğe Selanikte Bugatza diyorlar. Kremalı, Peynirli-Ispnaklı, Kıymalı olarak yapıyorlar. Dikdörtgen şeklinde bizim kürt böreğine biraz yakın ama içi dolu. Valla İstanbul’un kol böreğinin veya Sarıyer böreğinin yanına yaklaşamıyor bile. Ayrıca kremalı olana aynı kürt böreği gibi pudra şekeri döküyorlar ve tarçın. Atina’da bougatza sadece kremalı olarak yapılıp yeniyor. Şehrin merkezinde ağaçlı yollar ve yürüme yolları gerçekten çok hoş. Büyük Selanik Yangını sonrası aynı İzmir gibi burada da boş alanları planlayıp şehri yeniden inşa etmişler. Boş alanlara fuar ve meydanlar yapmışlar. İsimlerini eski tarihi Yunan büyüklerinin ismini vermişler. 1918 de Fransız bir mimarın tasarladığı Aristo meydanı da bunlardan birisi. Bizans canlandırma tarzı çok katlı apartmanlar, ofis binaları ve parklar yapmışlar. Bence gezilmesi ve gidilmesi gereken bir şehir.

Selanik! Nihayet!

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir