Her duyduğunuza ve her gördüğünüze inanmayın. Çünkü asıl doğrau farklı olabilir. Mesela bir havuzda yüzerkende suyun kırılma etkisi bize havuzu farklı gösterir. Ya da aynada gözüken cisimler normalinden aslında daha yakındır gibi. Duyduklarımız da öyle. Mesela her gün okuduğumuz veya dinlediğimiz haberler gibi. Çoğu dikkat çekmek ve sansasyon yaratmak amacıyla gerçeğin çarpıtıldığı haberler. Biraz inceldiğiniz zaman veya bir kaç değişik kaynaktan incelediğiniz zaman gerçeğin hiç de bize anlatıldığı gibi olmadığını görebiliyoruz.
Bundan 20 yıl önce yapılan Matrix filminde anlatıldığı gibi gerçekten yaşadığımız dünyada bize anlatılan ve öğretilen ile gerçekler arasında uçurumlar var. Bu konuyu yediğimiz yiyeceklere getirmek istiyorum. Normalinde doğada bulunan yiyecekler canlı organizmalardan oluşur. Bu organizmalar belirli bir süre içinde çürümeye başlar. Bu doğanın bir kanunudur. Peki nasıl oluyorda aldığımız paketli yiyecekler özellikle atıştırmalık tarzı paketli krakerler, kekler, cipsler, çikolatalar vs aylarca raf ömrüne sahip oluyor? Doğal bir yiyeceğin raf ömrü hesaplanabilir mi? Ne zaman çürüyeceği belli olan bir yiyecekte bu durumu enegelleyecek kimyasal maddeler olmalı. Bu kimyasal maddeleri katanlar ancak bunun süresini bilebilirler. Gıda Mühendisliği aslında bir kimyagerlik işi. Peki bu yiyeceklere izin veren kişiiler kim? Sağlık bakanlığı. Sağlık Bakanı bir süreliğine görev yapıp gidecek biri. Ama verilen onaylar yıllarca insanların bu gıdaları yemesine ve bu gıdaları satanların zenginlerin daha çok para kazanmasına yol açıyor.
Yediğimiz yiyecekleri incelemek ve sonuçlarını görmek için ancak bir laboratuvara başvurmamız lazım. Her yediğimiz yiyeceği inceletmemiz lazım. O zaman gerçekten bu yiyeceklerin içinde ne olduğunu ve hangi zararları verdiğini anlayabiliriz. Neden bu yiyecekler gittikçe artıyor? Her şey artık paketli ve raf ömürlü. Çünkü yiyecekler çok cabuk bozulup para kaybettiriyor.
Peki bizim aklımıza girip bize milli eğitimle bazı bilgileri verip bazılarını saklayan siyasilere ne demeli? Mesela 2.Dünya savaşı sürerken 1943 yılında Polonya ve Rusyanın Batı Kısmını işgal eden Almanlar yaklaşık 22.000 kişinin toplu mezarlara gömülü cesetlerini bulmuştur. Katyn Katliamı denilen bu katliam esir Polonyalı Subaylara aittir. Rusya Polonya’yı Almanya ile anlaşıp işgal ettiği zaman tutukladığı Polonyalı subayları tehdit oluşturduğu için enselerine tek kurşun sıkarak öldürmüştür. Sonra hepsini büyük çukurlar kazıp üniformaları ile gömmüştür. Daha bitmedi. Rüzgar tersine dönüp Almanlar savaşı kaybedince bu sefer Ruslar Almanya’yı işgal etmiş ve üstünlüğü ele geçirmiştir. Bu haberlerin yalan olduğunu ve toplu katliamı Almanların yaptığını tüm dünyaya ilan etmiştir. 1990 yılında Sovyetler Birliği dağılınca Rusya olayın sorumlusunun kendilerinin olduğunu gerçek belgeleri dünyaya sunarak kabul etmiştir.
Size anlatılan her şey gerçek değildir.
ozankemalcullu.com
Bilgiye giden yol