İnsan içinde bulunduğu aile, iş, şehir, ülke her neyse içinde yaşarken yeteri kadar tarafsız objektif göremiyor. “Bakar kör” diye bir laf vardır bizim evde. Gözünün önünde duran başkasının gördüğü şeyi göremezsin. Babam rahmetli gözünün önündeki şeyi göremezdi Annem gelir bulurdu aradıkları şeyi. Aynısı hepimize olurdu. Yeterince bulmayı istememek, yapmaya isteği olmamak veya rahatlık uyuşturucusuna bulanmış olup “Nasıl olsa anam bulur” gibi düşünmek de var tabi. İşte o ortamdan çıkmak veya ortamda bulunmayan sizi dışardan gözlemleyen insanları dinlemek gerekiyor. Fakat bu bir şeyi kendin yaşadığın zamanki farkındalığı vermiyor sana.
Yedi senedir yurtdışında yaşıyorum. Yaşadığım ülke de Türkiye’de yaşarken düşündüğüm gibi değildi. İçine girince anladım tabii ki. Gerçek Yunanistan’ı yaşayınca anlıyorsun. Türkiye’yi de dışardan bakınca daha iyi tanımaya başladım.
Tüm yalanlar, tüm iyi veya kötü yanları daha fazla belli olmaya başladı. 52 sene yaşamın da tabii ki çok etkisi var. Lafı fazla uzatmadan şunu söylemek isterim. Türkiye politikacı ve din adamları tarafından yaratılmış bir soygun yeri. İnsanlar Din ve Milli dinle beyinleri yıkanıp duyarsızlaştırılarak robot gibi çok düşük fiyatlara çalıştırılıp soyuluyorlar. Bu düzeni kuranlar ve yönetenler de düzenlerini finanse edecek para odaklarını besleyerek onları sürekli zengin ediyorlar. Kendi zenginlerini besleyerek sürekli iktidarda duracak psikolojik ortamı yaratıyorlar. İnsanlar sürekli birilerine düşman ediliyor, nefret ettiriliyor ve bunu normal sanıyorlar. Çok çalışarak sadece açlık sınırında yaşıyorlar insanlar. O yüzden herkes zengin olmak ve kendi işini kurup bu ezen düzenin ezilenler kısmından çıkmak istiyorlar.
Din ve Kemal dini ile de guru ve kibirleri pompalanıyor. Sürekli aşağılarda baz insanlar ve onlar üstün. Üstün din, Üstün ırk ama kesinlikle kendilerini de üstün hissetmeyen bir eziklik içindeler. Herkes bir birine yalan söylüyor ve sahte bir dünyanın içinde yaşıyorlar. Herkes çok sinirli ve herkes soyulduğunun farkında ama bir şey yapmıyorlar. Mili Gemi , Milli Uçak gibi şeylerle avunarak bu düzeni yaratanlara oy atmaya devam ediyorlar. Taptıkları şeylerin aslında onları maniple etmek için yaratılmış sahte kahramanlar olduğunu da kabul etmiyorlar. Bu sistem din ve milli din onları korku ile yönetiyor. Korku bizim en büyük düşmanımız. Bunları ben merak edip araştırarak ve gezerek buldum. Ortamımı değiştirerek. Darısı herkesin başına. Sevgiler