Yaradılış destanı Çin Kaynaklarına dayanmaktadır. Çin günlüklerinde Önce sözlü olan efsane daha sonra çeşitli kaynaklarda bahsedilerek yazılı hale getirilmiştir. Tamamı hakkında fikir birliği olmadığı ve yazılı metinlerde kısa özet şeklinde olduğu için “Ergenekon Efsanesi” şeklinde de isimlendirilmektedir. Ergenekon Destanı olarak bilinen öykü, iki ana kısımdan oluşmaktadır:
bir bozkurdun yardımı ve korumasıyla soyun devamlılığının sağlanması;
geçit vermez dağlarla çevrili bir vadiye yerleşilmesi ve daha sonra buradan çıkılması.
İlk öykü üç ayrı Çin vakayinamesinde Türklerin türeyiş öyküsü olarak anlatılmıştır. İkinci öykünün özeti yine Çin kaynaklarında yer almıştır. Reşidüddin Hamedani’nin Cami’üt-Tevarih’i ve ikincisi ise Ebul Gazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türkî isimli eserleri gibi XIII-XVII. yüzyıl arasında yazılmış çeşitli eserlerde, efsanede yer alan vadiye “Ergenekon” adı verilmiştir; ancak bu kaynaklarda efsanenin kahramanı Türkler değil, Moğollardır.
Orta Asya tarihi profesörü Devin DeWeese, bir mağara ya da vadideki tutsaklıktan kurtuluş motifinin Orta Asya halklarınca değişik biçimlerde anlatıldığına dikkat çeker ve Türkler ile Moğollar arasında benzer öykülerin anlatılmasının olağan olduğunu belirtir.
Daha sonraki bir tarihte bozkurdun himayesinde türeyiş teması ile vadiye yerleşme ve vadiden kaçma motifleri birleştirilmiş, “Ergenekon Destanı” başlığı altında bir Türk destanı olarak anılmaya başlanmıştır. Fuat Köprülü’ye göre, Cengiz Han’ın soyunda var olan Türk kökenli aile nedeniyle efsanede bahsedilen Moğollar aslında Oğuzlar’dır. Reşidüddin Hamedani ve Ebul Gazi Bahadır Han’ın hikâyelerindeki benzerliğin nedeni de budur.
Bu kurt konusu Ülkeyi ırk ayrımını ve kutuplaştırma üzerine kuran Mustafa Kemal’in de kullandığı bir figürdü. Ziya Gökalp yazılarında bahsettiği için Türkçü Turancı hikayeyi yazan ekip de sembol olarak kullanmaya başlandı. Hatta Türk Lirasına bile basıldı. Aşırı sağ-Faşist kesim de bu sembolü kendilerine aldı ve “Bozkurt” olarak sağçı militanları organize etti. Bu parmakla yapılan işaret ilk 1990’lı yıllarda Alparslan Türkeş tarafından kullanıldı. Ondan sonra bu işaret yaygınlaştı. Faşist sporcuların milli takımdan uzaklaştırılması ve milli takımın siyasete alet edinmemesi lazım