1982 yılıydı sanırım. Büyükçekmece sadece yazın gidilen çok uzak, yazlıklarla dolu bir ilçeydi. Siteler yapılmaya başlamıştı ama hala boş alan çoktu. Fayton ile gezilen sahili tertemizdi. Babamın çok yakın arkadaşı Erol Ağabey’in yazlığı buradaydı. Ayrıca o yaz oturmak istemedikleri Fenerbahçe semtindeki evide bize kiraya vermişlerdi. 10 yaşında ilkokul 5. sınıfta okuyordum sadece futbol takımı olarak bildiğim bu ismin aslında bir semtin ismi olduğunu bilmiyordum. Ben 6 yaşından beri Galatasaraylıydım ve Fenerbahçe’ye hiç bir sempatim yoktu.
Tekrar Büyükçekmeceye dönecek olursak o yaz Erol Ağabeyin 404 Peugeot Marka arabasını kurcalarken teybin ağzında duran kaseti itiverdim. Birden bire çok güzel bir kadın sesi coşkuyla aşağıda yazan sözleri okumaya başladı ;
kalpleri fetheden renkler
yaşa fenerbahçe
türk’ün kalbi sende atar
yaşa fenerbahçe
mazinde bir tarih yatar
yaşa fenerbahçe
ne mutlu seni sevene
yaşa fenerbahçe
cihatlar, lefterler, canlar, fikretler
hala sevilen birer abidedirler
hiçbir kulüpte olmayan bu dostluk
yıllar yılı hep şampiyon olduk
O yaşta sözler beni çok etkilememişti ama müzik bir harikaydı. İspanyol ritmleri insana öyle bir coşku veriyordu ki etkilenmemek elde değildi. Yıllar geçtikten sonra bu kaydın 1974 yılında yapıldığı ve şarkıyı Nesrin Sipahinin okuduğunu öğrendim. O sene Brezilyalı Didi ve Emin Cankurtan başkanlığında Fenerbahçe Şampiyon olmuş ve bu 45’lik plağı doldurmuşlardı. Şampiyon Fenerbahçeli futbolcularda mikrofonun başına geçmiş ve Nesrin Sipahiye vokal yapmışlardı. Uzun yıllar Fenerbahçe Kulubünün resmi marşıydı. Sözleri Rahmetli Fecri Ebcioğlu yazmıştı. Şarkıyı sonra Manuel Escobar adında birinde “Que viva Espana” yani “Yaşa İspanya” olarak dinlediğimde bir ispanyol şarkısı olduğuna emin olmuştum. Faşist Franco zamanında İspanyolca milliyetçi sözlerle şarkı gerçekten vatansever bir şekilde İspanya halkının ve toprağının ne kadar asil olduğunu anlatıyordu.
Bu akşam Fenerbahçe Basketbol takımının maçını izlerken maç son anda gitti geldi. Maç Fenerbahçe’nin salonunda oynanıyor ve rakip Saski Baskonia yani bir İspanyol ekibi. Son molada birden bire Fenerbahçe Marşı çalmaya başladı ve İspanyol rakibin (tamam bask bölgesinin takımı ama olsun) karşısında bir ispanyol şarkısı çalınması gerçekten ironikti. Biraz araştırma yapınca şarkının bestecisinin aslında bir Hollandalı olduğunu ve güftesinin de Felemenkçe olduğu öğrendim.
Bestecisi Leo Rozenstraten ve söz yazarı Leo Caerts. Samantha adında bir şarkıcı şarkıyı 1971 yılında söylemiş ve İspanyayı tanıtıcı sözler şarkıyı çok popüler yapmıştı. 12 ayrı dilde söylenmiş bu şarkı gerçekten dinleyenleri İspanya’ya götürüp geri getiriyor. Tekrar 1982 yılında dönecek olursak bir Galatasaraylı ve Rumeli yakalı olarak 5. sınıfta başladığım Fenerbahçe Nurettin Teksan ilkokulunda 5-C sınıfında tek “Cim bomlu” olarak sınıfta futbol konusunda hararetli tartışmalar yaşamıştım. Başka bir yazımda Fenerbahçe semti ve 1980’li yıllardaki Fenerbahçe ve Kadıköy semtini anlatacağım.
Sevgiler
ozankemalcullu.com
Bilgiye giden yol