2017 yılının Eylül ayında Yunanistan’da yaşamaya başladıktan sonra 20 yıldır unuttuğum bir hissi tekrar yaşamaya başladım. Süt ürünü yedikten sonra (Peynir, Yoğurt, Ayran, Kefir, Peynirli yiyecekler) ağzım ve parmaklarım süt kokuyor. Sıkı durun! Pizza yediniz mesela. Pizza’daki peynir süt yağ oranı yüksek peynirli olduğu için ağzınız ve elleriniz koyun kokuyor. Koyun sütü en yaygın süt burada. Büyükbaş hayvancılık yok gibi. Dana etleri Hollanda’dan geliyor mesela. Koyun ve Kuzu eti en makbul et. Marketlerde yağ oranı düşük yoğurtta var %10 yağ oranı yoğurtta. sıkı durun kilosu 2,80 avro. Buranın Migros marketi diyeceğimiz Sklavenitis’in kendi markası. Türk usulü sulu cacık yapıp salçalı bulgur pilavı ile yedim. Sonra dedim niye ellerim koyun kokuyor. Sonra anladım sebebini. Çünkü cacık yaparken yoğurt elime değmişti. Feta peyniri denilen beyaz peynir ve Gravyer peyniri ile Kaşar peyniri. Burada “Lefko tyri” denilen Beyaz peynir daha az süt yağı olan peynirlere deniliyor. Feta Peynirinde süt yağı standartı var onu bozamıyorlar. Bozarlarsa adı Beyaz Peynir oluyor. Bizdeki gibi içine nişasta falan koyamıyorlar.
Gelelim diğer yiyeceklere. Porsiyonlar burada çok büyük. Bir porsiyon döner 350gram. İki kişi yiyoruz valla. İstanbul’da Kapalıçarşı’da Kılıçlar kapısından girmeden küçük bir dönerci dükkanı vardır. Dönerci Şahin Usta. Onun pide arası döneri gibi tırnak pidesinin içine dolduruyorlar eti burada. Sonra kızarmış patates, domates, soğan ve cacıki koyuyorlar. Cacıki bildiğin bizim haydarinin salatalıkla yapılmışı. Mayonez gibi yoğun. Bol sarımsaklı. Ete sarımsak ve soğan tadı vererek etin yavanlığını ortadan kaldırıyorlar. Çok doyurucu. Semt Pazarlarında baharat, bulgur, fasulye, kuruyemiş, şekerleme hepsini bulabiliyorsunuz. Aynı Türkiye gibi. Onlarca çeşit zeytinleri var. Gerçekten Türk Zeytini ile alakası yok. Bir kez zeytin bol etli burada ve çürütmüyorlar fazla. Bitkisel o yeşil tadını hala alıyorsun. Simsiye değil. Zeytinyağları bildiğin litrelik şişe ile satılıyor. Çok uygun fiyatları. Bal da ha keza öyle. Semt pazarlarında gerçek bal bulmak zor ama küçük kasaba ve şehirlerde gerçek bal bulabiliyorsunuz. Yunanistan aslında tam bir tarım ülkesi. Yiyeceklerimiz, yemeklerimizi çok benziyor. Yalnız Yunanlarda tatlılar çok şerbetli. Bir türlü alışamadım. Burada pastaneler her yerde. Tonlarca çeşit kurabiye yapıyorlar. Bence en başarılı oldukları tatlı Browni ve Donut. Browniye “Şokolatapita” Donut’a da “Lokoumades” diyorlar. Kendi Donut markaları var. Nanou. Dünyada bir sürü yerde Amerikan markalarının donutlarını yedim. Hepsine beş basar. Yağ kokmuyor. Benim için en önemli nokta bu. Çok şekerli olmayan bir çeşidi var onu alıyorum. Üstü çikolata kaplı olan. Yine yemeklere dönecek olursak tüm yemekler çok benziyor birbirine. Yemekler baharatsız ve acısız. Gece meyhaneden dönerken işkembe çorbası içme adeti burada da var. İşkembe çorbasına “Patsa” diyorlar. İçine paça da ekliyorlar. Bizim Karedeniz pidesinin daha küçüğüne “Peynirli” diyorlar. İçine kaşar ve Jambon ile Domates sosu ekliyorlar. Yemek fiyatları buraya göre uygun. Halk hala dışarda yemek yiyebiliyor. Kalın sağlıcakla