Bu yazıyı yazarken kulağımda kulaklık sevdiğim şarkıları dinliyorum. En sevdiğim melodiler tabii ki bulunduğum coğrafya müzikleri. Bulunduğum coğrafyayı biraz açayım. Orta Avrupa’dan Klezmer Müziği, Roman müziği, Balkan müzikleri, Yunan melodileri, Anadolu, Levanten yani Suriye, Lübnan, Mısır, İran ve Kafkasya. Buna Orta Asya müziklerini de ekleyebiliriz. Bunların hepsi bir kültür. Yani bu müzikler kanımda bir kıpırtı yaratıyor. Bana müthiş bir enerji veriyor. Yani dinlerken ya ağlıyorum ya dans etmek istiyorum. Bulunduğum duygudan beni çıkaran her ses benim için önemlidir. Evde 3 televizyon veya bilgisayardan aynı anda yüksek ses geliyorsa ben çıldırıyorum. Sese karşı çok duyarlıyım. Beni güzel duygulara sokan şarkıları severim tabii ki. Ağlamak ve neşelenmek güzel şeyler. Dans etmek. Roman müziklerini o kadar çok seviyorum ki kanımda Çingenelik var diye düşünüyorum. Aslında ırk diye bir şey yok. Kan diye bir şey yok. Kültür var. Ben bu müzikleri bebekliğimden beri duyuyorum. Duymasaydım o zaman kanımda olmazdı. Bu beni alıp sadece Aborjin türküsü dinletip bebekken Aborjin ailesinde büyütseydiniz benim kanım Aborjin olurdu.

Diyeceğim o ki dinlediğimiz müzikler de bizim kişisel olarak kültürel tercihlerini oluşturuyor. Mesela ben neden Jazz, Funk, Rock müziklerini de çok seviyor ve duygu geçişi sağlıyorum. Ben o coğrafyalarda yaşamadım ama çeşitli şekilde o kültür de radyo, televizyon ve kaset, CD olarak hayatımıza girdi yani kültürümüzü oluşturdu. Başlıktaki “Nefes Al” en sevdiğim şarkının Türkçeye çevrilmiş şekli. “Breath” Elektronik/Dans türünde yapılmış baş yapıtlardan birisidir. Herhâlde 1997 yılından beri binlerce kez dinlemişimdir. Özetle şarkının sözleri ve müziği içinde bulunduğumuz dünyanın baskısının bizi psikomatik, bağımlı, deli ettiğini ve bir kurban olduğumuzu anlatıyor. Zaten şarkının müziği de insanı bu nefes aldığımız sahte dünyanın zararlarından çıkarmak ve başka bir boyuta girmek için bestelenmiş. Şarkının yaratıcısı “Keith Flint” çok küçük yaşta huzursuz ailesinin yanından ayrılmak zorunda kalarak büyümüş. Hayatın gerçeklerini dibine kadar yaşamış birisi. Gece kulüplerinde DJ olarak çalışmadan önce çatı tamir ederek hayatını kazanıyor. Hayatı dibine kadar yaşamış birisi olarak 2019 yılında 49 yaşında hayatına son veriyor. Ben kesinlikle hayatın her zaman bana bir şey öğrettiğine inanıyorum ve son ana kadar da merak ediyorum. Bu bizi deli eden, dış etkileri baskı oluşturan hayatı üretip fayda sağlayarak güzelleştireceğime inanıyorum

Nefes Al!

Yazı dolaşımı