Benim toplam 3 dayım vardı. Aslında sadece birisi öz dayımdı. Diğerleri Anne ve Babamın dayıları. Hepsi hakkın rahmetine kavuştu. Ülkemizde eğer babanız siz küçükken vefat ettiyse genelde amca veya dayılar babalık yapar. Babamın da dayısı ona babalık yapmıştı. İbrahim Dayı. Ben 4 yaşından itibaren hatırlıyorum. Yaşadığımız bina 60 daireli bir dar gelirli toplu konutuydu. 1960’larda yapılmış Sovyet Tarzı bir sosyal meskendi. Eski Sovyet ülkelerine gidince şaşırmıştım. Bizim sosyal meskenlerin tıpkısı orada da vardı. 5 katlı ortası açık daireler kenarda ve merdivenler açıkta. Daire kapısını açınca gökyüzünü ve 59 diğer daireyi görürdün. Erol Taş anılarında 1950lerin sonunda köy filmlerini şimdiki Merter’de çektiklerini anlatıyordu. Cevizli bağ ismi gerçekten doğruydu. Romanların çadır kurduğunu hatırlıyorum. İbrahim Dayı’yı kahveden çağırma görevi benimdi. Genelde havlu satarak geçimini sağladığı için Skoda marka kamyonet ile getirdiği havluları biz çocuklar 4.katta bulunan dairesine çıkarırdık. 50 kuruş alırdık. Bu para ile bir meyveli gazoz ve bir avuç bisküvi.
Bisküviler metal bir kutu içinde dururdu bakkalda. Bulunduğumuz semtte bir sürü fabrika vardı. Bunlardan iki tanesi bisküvi fabrikasıydı. Besler ve Ülker. Onların fabrika satış mağazalarına gidip poşetlere doldurulmuş üretim hatası bisküvi gofret alırdık. İbrahim Dayı bize her zaman harçlık verip memnun ederdi. diğer dayım ise benim kendi dayımdı. Lakerda yapmayı ondan öğrendim. Ayrıca bir sürü balık mezesini de ustalıkla yapardı. Küçük bir büfesi vardı. Türlü Rum mezelerini bilirdi. Diğer dayım ise Annemin dayısıydı. Onun da Fındıkzade semtinde bulunan evinde çok vakit geçirirdik. O da çok çeşitli av hayvanları ve tütün konusunda bilgiliydi. Eskiden yaşlılar çocuklarla vakit geçirir ve onlara hayatlarını anlatırdı. Hepsinin mekanı cennet olsun.
ozankemalcullu.com
Bilgiye giden yol