Yarım yüzyıl yaşayınca insan bir çok şeyi gözlemleme şansına sahip oluyor. Gözlemlediği her şeyi insan kıyaslıyor. Zihnimiz kıyaslama üzerine inşa edilmiş. Bu şekilde değer verebiliyoruz. Eskiyle yeniyi kıyaslıyor, kendisiyle başkasını kıyaslıyor, ülkesiyle başka ülkeyi kıyaslıyor. bu şekilde bir değer ve anlam veriyor hayatına. 1972 yılında doğmuş birisi olarak 2000’li yıllara kadar gördüğüm dilde saygı unsuru olarak tanımadığımız veya ilk kez konuştuğumuz kişilere ikinci çoğul kişi zamiri “Siz” kullanarak çoğul şekilde hitap ederdik. Yunanistan’da bu hala var. Dün Metro’da hiç tanımadığım biri bana sırt çantamı kastederek ” Çantanız açık kalmış” dedi. Bizde de normali budur. Telefon ‘da bile ilk kez konuştuğu kişiye “Sen” diye hitap etmeye başladı insanlar. Nasılsın? Nereye gideceksin? Kaça yapıyorsun? Getirsene demeye kadar gitmeye başladı.

Yabancı ülkede Türkçe konuşacak insan ararken kuşak farkından dolayı sizli konuşamıyorum kimseyle. Ben sizli konuşunca hemen Müdahale edip bana “Sen” niye demiyorsun? diye takılıyorlar. Samimiyetsiz bir konuşma tarzı oluyor sizli konuşmak. Halbuki bu bir saygı ifadesidir. Hiç tanımadığın birisine “Mesafe koyma” onun yerinin yüksekte olduğu göstermektir. Bir sürü açıklamaya yapıyorum. Bu şekilde konuşmayı özlediğimi, böyle konuşacak kimse bulamadığımı söylüyorum. Rana Hanım veya Erkan Bey demeye muhtaç haldeyim. Bu bir nefes almak gibi bir şey. Tabii ki bu zaman zarfında kullanılan bir çok kelime de kullanılmamaya veya farklı kullanılmaya başladı. Faraza, Vakit, Teferruat, Tahsilat, Tenkit, İnkişaf gibi bir çok kelime kullanılmıyor. Sınıfta sayım yapılırken numaramız okununca “Burada” yerine “Mevcut” derdik. Talebe, Mektep, Tedrisat diyen nesilden değilim ama bu kelimelerin “sözcüklerin” de anlamını biliyorum. Değişime karşı değilim. Tabii ki değişim olacak fakat buna alışmak kolay olmuyor ne yazık ki. Kanada’nın Quebec eyaletindeki “18.yy Fransızcası” gibi ya da “Yahudi İspanyolcası-Ladino” gibi 1970’lerin Türkçesi artık tarih olmaya başladı. Bitkiye Nebat, Bitkisel yağa Nebati Yağ dememek çok koymuyor da bu Sizli konuşmaya özlem psikolojik olarak etki ediyor. O zamana göre birinci tekil kişi saygısızlık veya kabalık olduğu hissi benliğimden henüz uzaklaşmıyor ne yazık ki.
Sevgiler

Nasılsınız? “İyiyiz Efendim, Sizi Sormalı?”

Yazı dolaşımı


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir