İnsanın en büyük zenginliğinin yaşamışlık ve bu yaşamışlığın da farkında olmak olduğunun farkına vardım bugünlerde. İşte bu çok değerli yaşamışlık olgusu yani hayatı deneyimlemek ve yaş almak insana çok kıymetli bir hazine kazandırıyor. Yaşadıklarını muhasebe edip bu anda kullanmak gibi. Hayatımızdaki her şey aslında içimizde cereyan ediyor. Yani bizim hayata verdiğimiz değerle ve şablonla hayatı yaşıyoruz. Dışarısı ne olursa olsun bizim baktığımız gibi etki ediyor bize. O yüzden her şey içerden yani bizden çıkıyor. Mutluluk da böyle bir şey. Mesela küçük şeylerden mutlu olma becerisi gibi. Bu beceri insana çok büyük bir enerji veriyor. Çünkü küçük şeylerle mutlu olan birisi kendi içinde sevgi enerjisini de doğurabiliyor. Doğan güneşten mutlu olabilmek, karnın doyduğu için mutlu olabilmek, sağlıklı olduğun için mutlu olabilmek, bir yerden bir yere gidebildiğin için mutlu olabilmek. Bu bize anda kalmayı ve şükür etmeyi öğretiyor. Bu da enerjimizi boşa harcayıp mutluluk ve ilgi peşinde koşmak yerine anda kalıp enerjimizi yeni güzellikler üretmemize yol açıyor.
Korku duygusunun yaydığı düşük enerji yerine, işte bu mutluğun verdiği yüksek sevgi enerjisi bize çok değerli bir hayat anlamı katıyor. Huzur da bu duygulardan birisi. Maddi şeyler peşinde koşarken aslında içimizdeki bu sevgi ve mutluluk enerjisini de göremiyoruz. Aslında bize çok yakın olan bu güzel duygular, kalbimizin tam içinde. Yaşamışlık da uzun yıllar dışarda koştuğumuz başarı, maddi doyum, para gibi olguların bir araç olduğunu bize gösteriyor. Huzur içinde alınan bir sağlıklı nefesin maddi bir bedeli ne yazık ki bulunmuyor. O yüzden küçük şeylerden mutlu olabilme yeteneğine sahipseniz eğer çok büyük bir hazineye sahipsiniz demektir. Hayatta başımıza gelen olumsuz ve bizi zorlayıcı her olayda bu yeteneğe sahip olup olmadığınızı görebilirsiniz. 50 yaşına geldiğimde anladım ki ailede sürekli negatif olarak hayata bakan insanlarla yaşayınca hayatı gerçekten takmamaya ve küçük şeylerle mutlu olmaya başlıyor insan. Bu yeteneği de mutsuz insanlar seçip onlarla yaşamaya başlayınca anlıyor insan.
Mutluluğu dışarda aramayın o sizin yanı başınızda. Sadece durup bir soluk alın ve derin bir nefes çekin içinize.
O kadar!