Bir hafta öncesinden internet üzerinden Yunanistan-Türkiye basketbol maçını aldım. Yunanistan her yıl bu zamanlarda hazırlık için bir basketbol turnuvası düzenliyordu. Akropolis Basketbol Turnuvası. Bir basketbol sever olarak kesin bu maça gitmeliydim. Yunanistan, Polonya, Gürcistan ve Türkiye davet edilmişti. Maçlar OAKA yani Atina Olimpik Spor Salonunda yapılıyordu. Tek biletle iki maçı birden izleyebiliyordunuz. Ben de aldığım biletin yanlış güne ait olduğunu maç günü anladım. Aldığım bilet bir gün öncesine ait Saat-18:00 Polonya-Türkiye ve Saat 21:00 Yunanistan-Gürcistan maçlarını kapsıyordu. Gitmemek yerine maça gitmeye karar verdim. Hatta bir arkadaşımla birlikte gittik. Girişte gişeden ona da bilet aldık. Benim elektronik bileti ve onun kağıt bileti gösterip salona girdik. Salon bomboştu. Kimse gelmemişti. İstediğimiz yere oturduk. Çok az Yunan Seyircinin yanında bir avuç Gürcü vardı ve Bayraklarını açıp maçı seyrettiler. Mili Marşlar dinlendi. Hiç bir yuhalama falan yok. Gayet sakin ve sıkıcı bir maç oldu. Yunanistan galip geldi. Yarınki maça da gelelim dedik. Biletleri yine Salon kapısından alırız deyip salona gittik. Bu sefer salona giden metro hınca hınç doluydu. İlk sinyali öyle aldım. Salonun olduğu metro durağında tüm metro boşaldı. Salon kapısına geldiğimizde gişe kapalıydı. İnsanlar akın akın maça gelmişti. İnternetten bilet almak istediğimizde “Biletler Bitti” uyarısı ile karşılaştık. Herkes gittikten sonra rica ettik dünkü bileti gösterip yardım istedik. Salona alındık. Salon ağzına kadar doluydu. En yukarda güç bela bir yer bulduk. Oturduk. Bir gün öncesine göre atmosfer tamamen değişikti. Türkiye Mili Marşı çalınırken ıslıklandı. Türk oyuncular tanıtılırken ıslıklandılar. Salonda seyircilerin arasında tek Türk bayrağı yoktu. Hiç Türk seyirci göremedik. Maç boyunca biz arkadaşımla Türkçe konuştuk. Evet bayrak falan açmadık ama etrafımızdaki herkes Türk olduğumuzu anladı.
Medya yoluyla siyasetçilerin yarattığı gerginlik iki halka bu kadar yansıyor. Gerisi boş. Son beş dakikaya kadar Türkiye öndeyken son 2-3 dakika da oyunu verdi. Baş Antrenör Ergin Ataman gerçekten agresif bir şekilde takımı motive ediyordu. Hakemlere itiraz ediyordu. Hakemlerin üçü de Yunandı.
Sporun siyasetin elinde oyuncak olması gerçekten kötü. Maç basket açısından güzeldi. Ünlü basketçileri izleyebildik. Türk basketbolculardan birisi sakatlanınca salondaki seyirciler alkışladı. Yunanistan’da yaşayınca insan anlayabiliyor iki ülke arasındaki psikolojiyi. Yani Yunan bakış açısını. 10 milyonluk bir ülke ve başında 80 milyonluk bir ülke. Sürekli haberlerde Türkiye var. Türkiye’de ne olduysa veriyorlar. Türkiye’de Fiyatlar pahalıdandı, Türkiye’de trafik kazaları oldu, Türkiye’de ana muhalefet lideri şöyle dedi. Her Televizyon kanalının kendi Türkiye muhabiri var. İstanbul ve Ankara’dan her akşam ülkenin nabzını veriyorlar. Bu kadar bize entegreler. Türk siyasetçilerin konuşmaları yunanca altyazı ile veriliyor. Her gün onlarca defa insanlar Türkçe konuşan, tehdit eden Türkiyeli politikacılar görüyorlar. Tedirginlik bilinçli bir şekilde Yunan hükümeti tarafından canlı tutuluyor. Aynı şey tabii Türk politikacılar tarafından yapılıyor. 10 milyonluk bir ülkenin tehdit unsuru olduğu yalanı yayılıyor insanlara. Cahil kalmayıp araştıranlar bu yalanları görebiliyor ancak.
Son Söz: Cahil kalmayın, Matrix var. Araştırın ve gerçekleri siz bulun. Okulda size öğretilen her şeye inanmayın.

Bir Maçın Anatomisi

Yazı dolaşımı


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir