1970’li yılların Kasımpaşa semti çeşitli insanların yaşadığı bir yerdi. Şehrin en eski endüstriyel üretim bölgesiydi. III. Selim zamanı yapılmış olan taş havuz Haliç Tersanesinde hala kullanılıyordu. Semtin Bahriye Caddesinde süt ve süt ürünleri satan Bulgar sütçüler vardı. Sabah kahvaltıda sıcak süt. Bal ve kaymak servisi yaparlardı. Kürt Böreğini isim veren dükkan Caminin tam karşısındaki Kürt amcamızdır. Börekçinin tam yanında Safra sokağa bakan tarafında Laz Bakkal Ramazan Amca vardı. Laz Bakkal Ramazan Amca eğer kızgınsa müşteriye bağırır ne sorarsa yok der kovardı. Sevmediği adama mal satmazdı. Tam Karşısındaki küçük bir dükkanda yazın buz satılırdı. Herkes buz ihtiyacını oradan giderirdi. Cadde üsütnde eski 33 şimdi 47 numarada Çifteoğlu Aygaz bayinin yanında “Şen Bahriye” Lokantası yani “Kurucu Ali” vardı. Kurucu Ali vefat edince dükkanı uzun yıllar damadı işletti. Sonra 1986 yılında bu eski binayı vakıflardan devraldık. Binanın zemini caddenin altında kalmıştı. O yıllar ne zaman yağmur kuvvetli yağsa Kasımpaşayı sel basardı. Cadde doğal hali olan dereye dönüşünce karşıdan karşıya geçmek için Küfeciler belirirdi. Küfeyle karşıdan karşıya adam taşırlardı. O zamanlar insanlar kiraladıkları yerlerin elektrik ve su saatlerini uzun yıllar üstlerine almazlardı. Bizim Su saatinin faturası “Lazari Kazım Apeno” adına gelirdi. Bize anlatılana göre dükkanın asıl Bulgar Sahibi olan bu zat 6-7 Eylül Olayları sırasında üst katta olan evinden aşağıya atılarak öldürülmüş. Dükkan da Vakıflara kalmış. Vakıflar dükkanı Kurucu Aliye Kiraya vermiş.
Kurucu Alinin tam karşısında benim çocukken en çok gittim yemek dükkanı olan Rahmetli Rahmi Karakoç’un “Üç Kardeşler” köftecisi vardı. O zamanlar bilinmezdi ama ilk ev mutfağı dükkanlarından biriydi. Hasta Fenerbahçeli Rahmi Ağabeyin dükkanın çok küçüktü. Belki 2 metre gemişiğinde 5 metre uzunluğunda bir dükkandı. İçinde bir 6 kişilik masa ve iki kişilik küçük bir masa vardı. Yiyecekleri Neva Sokaktaki 3 katlı ahşsap evinden getirirdi. O zamanlar hanımı yemekleri yapardı. Kendisi ise ızgarayı yapardı. Pirzola, Köfte, Kuzu Şiş kömür ızgarasında pişirir bir de eski ev tipi mangalda da demir bir ayak süstüne koyduğu tencerede kuru fasulyesını demler ve sunardı. Buzdolabında patlıcan kızartma, taze fasulye ve revani olurdu. Öğlen servisi yapar ve akşam üstü evine giderdi. Sonra evini Göztepeye taşıyınca yiyeceklerini üst katta kendisi yapmaya başladı. Rahmi Ağabeyin kurusu için yurtdışından gelenler olurdu. Yıllar geçti Rahmi abi yaşlandı ama hala dükkana gelip gitmeye devam etti. Sabahları babamla kahvaltı yaparlardı. Fenerbahçe muhabbetleri çok güzel olurdu. Dükkanda sürekli o seneki Fenerbahçe takımının bir fotoğrafı olurdu.
Diğer unutamadığım esnaf ise Deniz Konfeksiyonun yanında olan Pastaneci Abdullah Amca vardı. Hanımıyla sabahın erkek saatinde Pastaneyi açar geç saatlere kadar dururdu. Oğlu Eczacılık ve Tıp okurken gelip dükkana yardım ederdi. Karşısında ise Bkakal İsmail Amca vardı. Galeri Sait çalışanlarına ödül olarak dapıttığı 125 gram Kakaolu Helvayı ondan alırdı. Çok asortik bir bakkaldı. En kaliteli yiyecekleri pahalıdan satardı İsmail amca. Yanında Kırtasiyeci Rasim Abi vardı. Kaımpaşa Camii Muvakkithanesinin yanındaydı dükkanı. !970lerin sonunda Milli Selamet Partisinin irtibat Bürosuydu ve Bombalanmıştı. Bombadan Rasim amcanın dükkan da nasibini almıştı.

Şen Bahriye Lokantası

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir