Bu yeraltındaki gizli dünya sanki 1915 yılından kalmış gibiydi. Her şey o zaman ki gibi işliyordu. Her yer o zaman ki evlerle doluydu. Sanki Anadolu’daki tüm kasabalar ve şehirler yan yana sıralanmış gibiydi. Osmanlıca harfler vardı her yerde. Eski Malatya, Harput, Erzurum, Van hepsi yan yana gelmiş gibiydi. Şehirlerin coğrafyaları da aynıydı. Sanki masal dünyasında gibiydim. Satenik elimi sımsıkı tutuyordu. Gürültü ile akan bir nehirin yanına geldik. Mis gibi yıkanmış yeni çamaşırlar ağaçların altına kurulmuş iplere asılıydı. Rüzgar benim ve Sateniğin saçlarını yalıyordu. Bir ürperme sezdim. Gözlerine bakıp gözlerimle sordum. 10 yaşındaki bedenin içinde sanki 50 yaşında bir insan gibi hissediyordum kendimi. Bir taşın kenarına oturup gözlerimizle konuşmaya başladık. Siyah zeyin gibi iri gözleri ile kara kaşları ile utangaç gülümsemesi ile onun gözleri ile konuşmasını tüm ruhumla dinliyordum.
İkimizin sadece elleri ve gözleri değil tüm ruhları birleşmişti. Tüm acılarını ve kaygılarını korkularını anlıyabiliyordum. Siyah saçlarının kokusu beni kendimden ediyordu. Kavak ağaçlarının yeşil sarı yaprakları dallarından kopup başımızın üstünde dolaşmaya başladı. Ayaklarımız çıplaktı. Toprağın soğukluğu tüm benliğimi sarmıştı. Tekrar gözlerine bakıp onu dinlemeye devam ettim. Gözlerinin söylediği sözleri buraya yazıyorum.
“Ozan Ah Ozan! Koyu yeşil gözlerinin saflığı ve temizliği bozulmasın. Sana anlatacaklarımla seninde çocuk ruhun kararmasın. İnsan oğlunun zalimliği ve acımasızlığı senin körpe yüreğini üzmesin. Dediklerim tam anlamıyla doğrudur ve yaşanmıştır. Sana bu yaşında okulda türlü türlü yalanlar anlatılıyor. Türlü bilgilerle çocuk ruhun zehirleniyor. Gerçek doğruyu sen bulacaksın. Sen araştıracaksın, sen göreceksin ve gezip kendi doğrularına ulaşacaksın. Benim sözlerim atalarımın yaşadıklarıdır. Çok büyük kötülük gördük dedim ya bilesin ki doğrudur. Ninelerimin, Dedelerimin yaşadıkları benim ruhumla birlikte çocuklarıma da geçecektir. Biz Ermeniler türlü zulmlerle vatanlarından sürülmüş gittikleri göç yollarında yok edilmişlerdir. Büyüklerimizn dualarıyla bu yok edilen insanlara tekrar can verilmiş ve tekrar bu güzlü dünyada yaşama kavuşmuşuzdur. Seni bu dünya içine almamızın bir sebebi vardır. 1915 sonrası Atalarımın bir kısmı şiddete şiddet ile cevap vermişlerdir. Nemesis adında bir intikam çetesi kurarark bu kötülüğü yapan maşa politikacıları yok etmişlerdir. Fakat nefreti nefret ile yok edemedik. Bu nefret bize daha büyük nefret ile geri döndü. “
Ellerime sımsıkı sarılan Satenik devam etti. “Çünkü yapılan kötülük büyük bir korkunun ve paranın yardımı ile yapıldı. Bu kötülüğü yapanlar ve insanları yok edenler gelirlerini bu düşmanlık üzerine kurdular. Eğitim sistemi ile insanları düşmanlık ve yalan bilgilerle birbirlerine ebediyen düşman ettiler. İşte amacımız bu düşmanlığa karşı sevgi ile karşı gelmek. Eliemizdeki en büyük güç sevgi. Çünkü bütün kötülükler korku yüzünden oluyor. Korku sevgi ile karşılaşınca kendine yerleşecek bir yer bulamıyor. Bu kötülükleri yapan tüm siyasetçiler korku ile büyümüş çocuklardan olşuyor. Çocukluklarında sevgi görmemiş ezilmiş tüm insanlar korkularını sadece güç ile teskin edebiliyorlar. Bu güç ise para. Parayı ellerinde tutanlar da bu korku ile büyümüş çocuklara istedikleri tüm yalanları söyletebiliyorlar. İşte bu çocuklar ileride çok başarılı siyasetçi olup ülkeleri yönetmeye başlıyor. Gözlerini kırpmadan milyonlarca kişiyi ölüme yollayabiliyorlar. Senden ricam var. İşte kurduğumuz bu dünyada kalman ve sevgi ile dolup gerçek dünya ile aramızda bir köprü olman. “
Gözlerime umutla bakıp devam etti. “ Sevgi ile büyütülecek her çocuk bizim geçmişte yaşamamıza son verecek. Çünkü biz Ermeni milleti olarak bu gerçek tüm dünya tarafına kabul edilmeden geçmişten günümüze gelemiyoruz. Korkusu olmayan ve sevgi ile büyütülen her çocuk gerçek kötülükle yüzleşmek için gerekli olan gücü kendisinde bulacak. Bu şekilde bizde geçmişten günümüze geleceğiz. Biz yetiştirdiğimiz her çocuğu sevgi ile büyütüp içlerinden korkudan sıyrılmasını sağlıyoruz. Burada insanlar çocuklarına sevgi veriyor ve korku denilen duyguyu kimse bilmiyor. Çünkü kaybedecek veya kazanacak hiç bir şeyimiz yok. Sateniğin gözlerine bakıp gözlerimle sordum. Peki bu nasıl olacak? Ben nasıl yardımcı olabilirim ki size? 10 yaşında bir çocuğum ben. Sen de öylesin. Sürekli kavga eden bir ailede büyüyorum. Annem babamı dövüyor. Korkularım beni sarmış durumda. Nasıl yapabilirim? Satenik gülümsemesi ile beni sardı. Gözlerini kapa ve söylediklerime tekrar et.
“Sevgi ile var oldum ve Dünyamda sadece sevgi var. Sevgi verip sevgi alıyorum.