Bir gün Atina’nın merkezinden elektriko ( tren) ile Pire’ye gidiyorum. Elektriko aynı bizim Yenikapı-Kirazlı Metro hattı gibi bazen yer altından bazen yer üstünden giden bir tren. Çok eski 1860larda yapılmış bir hat. Tavros istasyonunda inip sağo sola bakıp yürümeye başladım. Güzel Sanatlar Akademisinin olduğu bina eski bir fabrikaydı. Eski bir Gaz fabrikasını değerlendirip güzel sanatlar akademisi yapmışlar. Burayı gezdikten sonra Pireye doğru yürümeye devam ettim. Onlarca fabrika kapanmış ve terk edilmişti. Hiçbir şey yapılmıyor ve kaderlerine bırakılmış bir şekilde çürüyorlardı. Yunanistan’ın her yerinde 1980’lerden sonra terk edilmiş yüzlerce irili ufaklı sanayi tesisi olduğunun farkına vardım. Başladım araştırmaya. Mesela 1995 yılına kadar Volos kentinde Yunanlar 170 bin adet Nissan marka araba üretiyorlar. 1980 yılında üretime başlıyorlar ve 1995 yılına kadar üretim yapıyorlar. Yılda 15.000 otomobil üreten fabrika ilk başlarda sadece kamyonet üretiyor. Sonra Sunny model araba üretmeye başlayan tesis son model robotlarla araçları imal etmeye başlıyor ve 1984 yılında fabrika Nissanın yurtdışındaki en çok araç satan fabrikası seçiliyor. Fakat gün geçtikçe artan vergiler ve kesintiler fabrikanın kar etmesini engelliyor ve üretici firma fabrikayı 1995 yılında kapatıp sadece Nissan marka araç ithal etmeye başlıyor. Konuştuğum eşimin aile efradından büyükler eskiden “fabrika ustası” demenin çok değerli olduğunu ve çok güzel maaş aldıklarını söylüyorlar. Şimdi artık çalışılacak fabrikanın parmakla azaldığını sözlerine ilave ediyorlar. Son 30 yılda yüzlerce fabrikanın kapandığını ve ülkenin sadece ithal eden ülke konumuna dönüştürüldüğünü söylüyorlar.
Geçenlerde yazlığa Yunan markası olan “Morris” marka buzdolabı almak istedim . El kitabını incelediğimde buzdolabının Türkiye’de üretildiğini gördüm. Ayrıca diğer bir Yunan markası olan “PITSOS” marka yeni fırınında yine Türkiye’de üretildiğini gördüm. Geçenlerde ülkenin kuzeyine Selaniğe giderken bir süreliğine uğradığımız Larissa kentinde tanıdıklarımızın biri beni kapasına kilit vurulmuş fabrikalardan bahsetti. Sadece 2017 yılında 600 tane imalathane kapanmış tüm Yunanistan’da. Genellikle halk arasında konuşulan şu, AB üyeliğinden sonra ilkede yerli sanayi artan enerji fiyatları, yüksek vergilendirme, kredilendirmenin düşük olması ve AB yardımıyla alınan kredilerin boşa harcanması yüzünden ülkenin Ekonomik Krize girdiği. Devletin üretime karşı durmasının da bunun en büyük sebeplerinden olduğunu söylüyorlar.
Yaptığım küçük bir ekonomi haberleri araştırmasında bu tükenmenin durması için sanayiye 100 milyar Avro gibi bir paranın aktarılması gerektiğinin ama 320 milyar Avro dış borcu olan bir devletin buna gücü olmadığı. Son iki senede ekonomide bir hareketlenme var gördüğüm kadarıyla. Yazımın başında bahsettiğim Otomobil sektörüne geri dönecek olursak Yunanistan’da üretilen bir çok otomobil ve otomotiv ürünü varmış eskiden. Balkania, Attica, Arco, DIM gibi. Mesela Patras kentinde
“Bouhagier “ adında bir otobüs fabrikası var. Aslen aile Malta asıllı. 1890 yılında kuruluyor 2004 yılına kadar ayakta kalıyor. Tzamaria Bouhagier adında biri tarafından kurulan fabrika hem şehir içi hem de şehirler arası otobüs üretiyor.
Demokratikleşen Yunanistan Avrupa Birliğine girdikten sonra tüm sanayisini yitiriyor. 1982 sonrası başa geçen iktidarların kasıtlı olarak ülkenin son yüz yılda kurulmuş olan sanayisini desteklemiyorlar.
Umarım en kısa zamanda ülke kendine yeten bir sanayiye kavuşur.
Son söz : Gerçek bağımsızlık kendi başına üretmek ve kendi kararlarını kendi verebilmektir.