Oytun ne zaman sokakta ezilmiş veya öldürülmüş bir canlı görse o canları neden kurtaramadığı için kendini suçlardı hep. Hayallerinde bu canlılara nasıl yardım edebileceğini düşünürdü. Kedilerin ve köpeklerin işkence görmediği bir dünya. Sokakta ezilmemiş veya yakalanıp tüyleri yolunmamış güvercinleri görmek için neler yapabilirdi? Bu düşlerle bazen uykuya dalar ve kendisini kocaman bir ormanda bulurdu. Etrafında binlerce değişik tür hayvanla yan yana görürdü kendini. Onlar besleyip onlarla konuştuğu bir dünya. Sahibi olmayan bir ormanda. Tüm hayvanlarla birlikte iletişim kurduğu bir dünya.
Sabah uyandığında gerçeklerle karşılaşıyordu. Böyle bir ormanı yaratmak veya hiç olmadı bir hayvan barınağı oluşturmak için bir şeylerin ötesinde çok şey yapmak lazımdı. Böyle bir kaynak nasıl bulunurdu? Kim bu canlılar için para harcardı? Etrafındaki insanları izlemeye başladı. Yunanistan’ın başkenti Atina’da yaşıyordu. Etrafında bir çok insanın köpeği ve kedisi vardır. Herkes köpeklerini gezdiriyordu. Demek ki bu insanlar bir şekilde bu canlıları seviyorlardı.
Oytun önce içindeki canlı sevgisinin kendisi güzel bir yere götüreceğine inandı. Bu düşünce ile huzur buldu yüreği. Huzur ile uyuyan köpekleri ve kedileri düşünmeye devam etti. Öncelikle komşularının yeni doğum yapan köpeklerinden bir tanesini evlat edinmek istedi. Onları görmeye gittiğinde evdeki iki yetişkin köpek onun yanına gelip onu kokladılar onun kalbine doğru baktılar. O da onların gözlerine baktı. Konuşmadan onların kalbine erişti. Önce kafalarını öptü. Okşadı onları . Baktı yanlarından ayrılmıyorlar sarılmaya devam etti onlara. Köpeklerin sahibesi bu durumu görünce kalbi iyice ısındı Oytuna.
Oytun bu köpekleri daha çok görmek istedi ama köpekler ev köpeğiydi. Tekrar nasıl görebilirdi. Daniela’nın annesi Anna’nın bir köpeği vardı. O köpeği her gün alıp sokakta gezdirmeye başladı. Sene 2020 aylardan Mart. Köpeğin arkadaşı oldukça o da köpekde onu daha çok sevmeye başladı. Bu şekilde mahalledeki başka tanıdık insanların da köpeğini gezdirmeye başladı. Tanıdığı köpek sahipleriyle çok güzel bir dostluk kurmaya başladı. Bu insanlara sokakta başı boş dolaşan köpek ve kediler için hayvan barınağından bahsetmeye başladı. Başta herkes destek vereceğini söyledi ama konu para olduğu için kimde buna yanaşmadı.
Belediyede çalışan biri köpek sahibiyle dost olunca belediyeden bu konuda bir yardım alabilir mi bunu düşünmeye başladı. Belediyenin elinde olan boş bir alanda bu köpeklerin ve kedilerin korunabileceği bir barınak olabilir miydi? Oytun köpek sahipleri ile teker teker konuşup sokakta başıboş gezen köpeklerin nasıl korunması gerektiği ile ilgili fikirlerini anlattı. Bu hayvanların hem etrafa hem de kendilerine zarar vermemesi için neler yapılabilir bunun yollarını anlattı. Tabii ki Yunancası yettiği kadarıyla. Zamanla Yunanca bilgisi de artmaya başladı. Bu köpekleri bakabilen kişilere evlat edinme şeklinde sahiplendirme de yapılabilirdi.
Bu fikirlerin konuşulması ve dile getirilmesi 1 yılı aşan bir zaman içinde olgunlaştı ve Belediyeye bir dilekçe yazıldı. Yaklaşık beş bin kişi bu dilekçeye imza attı. Sonunda Belediye hayvan barınağı için bir arsa ve bina tahsis etti. Oytun bu barınakta köpeklerle ve kedilerle zaman geçirip onların aşılanması ve sahiplendirilmesi için mücadele vermeye devam etti. Yüzlerce oğlu ve kızıyla vakit geçirmek cennette olmak gibi bir şeydi.