2007 yılında başladığım Facebook yolculuğum geçen gün son buldu veya durakladı. Çünkü yaklaşık 1 haftadır hesabım kapalı. Bu sosyal medya hesabımın nasıl hayatımı nasıl meşgul ettiğini anladım. Sosyal medya hesapları bizi bir çok insanla buluşturuyor. Bize yeni ufuklar açıyor. Milyonlarca insanla bizim buluşmamızı sağlıyor. Bu açıdan çok faydalı. Bunun dışında bu hesabımızdaki hareketleri kontrol ederken gerçek hayatı kaçırdığımız da çok doğru. Gerçek insanlarla birlikte yapacağımız sahici ilişkiler bizim gelişimimiz için çok önemli.

Son bir hafta içinde sosyal medyada dolaşmak ve paylaşım yapmak yerine kitap okumaya verdim kendimi. Kendi sitemde yazı yazmaya başladım. Meditasyon yapmaya başladım. En önemlisi kendimle baş başa kalmaya başladım.

Yaşantımızın son anına kadar bir çok şey öğreniyoruz ve öğreneceğiz. Yalnız bu klavye başında olmamalı. Hayatı gerçekten yaşamalı ve görmeliyiz. Keşfetmeliyiz. Sosyal medya bize yeni ufuklar açmalı. Yeni keşiflerimizde bize öncü olmalı. Mesela ben sosyal medya sayesinde bir yuva kurdum. Yeni bir ülkeye tanıştım ve yeni bir dil öğrenmeye başladım.

Siz de ne düşünürseniz onu yaparsanız. Çünkü düşünceleriniz kaderiniz oluyor. Yapıcı ve yeni fikirler getirecek her türlü düşünce bizim için değerli. O yüzden her türlü yapıcı fikir tohumu bizim için çok önemli. Peşin fikir ve ön yargılar yerine şu an harekete geçmek bizim için çok önemli. Size başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.

1995 yılında Dağlık Karabağ savaşı tüm şiddeti ile devam ederken Azerbaycana üniversite eğitimi görmeye gittim. Yaşım 23. Bir çok insanın üniversiteyi bitirdiği bir zamanda ben okula başladım. Çoğu insan savaş var, gitme, ölürsün, o ülkede ne öğreneceksin? gibi sorularla korku salarken ben biriktirdiğim para ile o ülkeye gittim. Bir çok yeni insan tanıdım. 15 gün kaldım. Korktum. Ya param biter ve beş parasız kalırsam dedim. Ailem para göndermeyeceklerini söyleyip beni korkuttu Her gün arayıp dönmem için yalvardılar. 15 gün sonra pes edip okuldan kaydımı sildirdim. Konforlu alanıma geri döndüm.

Bu durumda çıkardığım en büyük ders bir şeyi başladığım zaman bitirmeliyim. Yarım bırakmak hiç başlamamaktır. Sonuna kadar gidersen ancak tecrübe edinip hayatı keşfediyorsun. Konforlu alanın korkuları bir süre sonra sana bilgi ve tecrübe olarak geri dönüyor.

Azerbaycan o zaman bu kadar ilerlemiş ve zenginleşmiş değildi. Şimdi o zamana göre daha zengin ve gelişmiş. O zaman musluklardan mazot kokan su akıyordu. Havyar ve Rus Şampanyası çok ucuzdu. Hayatta yaptığımız hiç bir şeyi başkasının hayatıyla mukayese etmeyelim. Kendimizi olduğumuz gibi kabul edelim ve sevelim. iki parmağımızın izleri bile aynı değil. O yüzden yapmak istediğimiz şey en güzeli. Lütfen bırakmayın

Ozan Kemal Çullu

Bir yıl sonra….

Yazı dolaşımı


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir