Neden kaçıyorsam bu hayatta üstüne gitmeden çözülmedi. Çözmeyince ya geriliyorsun ya da acı çekiyorsun. Bu bir kişisel ilişki olabilir, iş olabilir veya kendimizle alakalı olabilir. Çok basit bir ev işi olabilir. Ev tozlu ve canınız toz almak istemiyorsa, toz alarak bu ıstıraba son veriyorsunuz. Evinizden çekip gidemeyeceğinize göre. Tozu almak lazım. İlişkilerde ise iki taraflı olduğu için en güzeli iletişim kurmak. İletişim kurup ne yaptığınızı veya ne yapmadığınızı anlatmak. Karşı tarafı dinlemek. Bir gelişme kaydetmek. Sorunu ortaya koyup detaylı olarak içini açmak. Aksi takdirde biriken enerji bir şekilde patlıyor. Patladığı zaman dahi iletişim kurmaya çalışmak çok daha yapıcı sonuçlara yol açıyor. Amacımız kaçmak değil yapmak olunca bir sorumluluk alıp onu yaşamak en güzeli. Çünkü bu hayat yaşamak var. Yaşarken ölmek yerine hatasıyla, sevabıyla, acısıyla tatlısı ile tecrübe etmek. Bir şey öğrenmek ve öğrendiğini de paylaşmak. Bunu anlatmak ve paylaşmak zaten yaşamının bir amacı. Bitirebilmek ve yeniden başlamak da. O yüzden bir sorun üstüne gitmek bir şekilde cesurca yaşamak. Korkarak yaşamak hep düşük enerjiye yol açıyor.
Hatalar olmadan bu hayatta hiç bir şey öğrenemezdik. Hata yapmaya korkmak da yaşam sevincimizi öldüren ve bizi monotonluğa iten bir oldu. En küçük adımdan başlayarak odamızı temizleyerek, yatağı toplayarak yapmak istemediğimiz bir şeyden başlayarak hem hayat alıp hem de kişisel farkındalığımızı arttırabiliriz. Kendi içimizde sevgiyi bulmak bunu paylaşmak da bize çok iyi geliyor. Çünkü üretmeye veya değiştirmeye başladığımız her şey bize güç verecek. Bir iş yaparken bir şeyler düşünmemize ve bunların farkına varmamıza yol açacak. Otomatik düşünceden çıkmamıza yarayacak. Her gün yürüdüğümüz aynı yolu değiştirmek bile bize farklı duygular yaşatabilir. Bu duygular yeni düşüncelere yol açabilir.