İran’da gördüğüm ve beni en çok etkileyen şehirler arasında Nor-Jugha ya da Yeni Julfa isimli Isfahan’da bulunan Ermeni şehridir. Nahcivan’da bulunan Ermenilerin çevredeki Müslümanlardan ötürü zulüm görmesi üzerine dönemin Şahı Abbas yeni kurduğu başkentin kurulduğu Zahende nehrinin karşı kıyısına bir Ermeni şehri kurdurmuş. Şehir bir İran şehri gibi. Evlerin eyvanlarını göremiyorsun. Dışardan duvar her yer. Eyvan yani iç avlu mahrem. Binalarda kum rengi tuğla kullanılmış. İlk gördüğümde İran tarzı cami sandığım binaların kilise olduğunu dikkatlice bakınca anlamıştım. Taksicilere dikkat edin. Benden fazla para almak istemişti bir tanesi. Nehri 33 gözlü köprüden yürüyerek geçerek Yeni Julfaya varabilirsiniz. Orada bulunan Ermenilerin bana anlattığı 1600’lü yıllarda Şah Abbas I (hükümdarlığı 1587-1629), yeni başkenti kurarken İsfahan’da İran ipeğinin Avrupa gümüşüyle ​​takas edildiği birinci sınıf bir ticaret bölgesi yaratmak istiyor . Dahası, bu bölge, vizyonu Osmanlı İmparatorluğu’ndan geçen kara yolunu bypass etmek ve ipek ticaretini yeniden yönlendirmek için , bağımsız bir yönetim şekli ve Şah tarafından atanan bir Hıristiyan vekilden (kalântor) oluşan özel bir toprak sahibi tüccar oligarşisi tarafından yönetiliyordu. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Sefarad Yahudilerinden farklı olarak, bir grup seçkin Ermeni ipek tüccarının Safevi ekonomisinin bel kemiği olarak hizmet etmeleri ve yüzden şehirde ticari ve finansal işlemler alanı kurmaları için İsfahan’a getirilmişti. üretilen ipekli kumaşlar Orta İran ve Basra Körfezi üzerinden de bu mallar dünyaya ihraç ediliyordu. Burma, Hindistan ve Çin’den Rusya, Osmanlı İmparatorluğu, Venedik, Amsterdam, İsveç ve Meksika gibi ülkelerdi bunlar.
Şehir duvarlar ve Sur kapılarıyla çevrili olduğu için, içinde yalnızca belirli sakinlerinin yaşamasına izin verildi. Ermeniler, Gürcüler, Çerkezler, Türkler, Hintliler, Yahudiler, Zerdüştler ve ayrıca Çinliler, Hintliler, Hollandalılar, İspanyollar, İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar, Almanlar ve benzerleri. Zamanla, İsfahan en az 24 Ermeni kilisesine ev sahipliği yaptı ve Yeni Culfa’daki Ermeni nüfusu ve şehrin çevresindeki dağınık köyler, yaklaşık 50.000 kişiyi içerecek şekilde büyüdü. Bununla birlikte, 17. yüzyılın başlarında İsfahan’ın Ermeni nüfusunun büyük bir kısmı, aslında Eski Şehir merkezindeki köprünün karşısında bulunuyordu ve daha önceki Kafkas seferlerinin ardından Müslümanlar arasında oraya yerleştirilmişti. Düşük gelirli zanaatkar ve emekçi olan bu Ermenilerin Yeni Culfa’daki ipek tüccarları arasında yaşamaları yasaklandı. 17. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, kilise çanlarını çalma ve şarap içme şeklindeki “Hıristiyan alışkanlıklarının” Müslüman komşularını iyice rahatsız ettiği ve sonunda Şah Abbas II’yi kendilerini İsfahan’dan tamamen kovmaya ikna ettikleri anlatılır. Yarın görüşmek üzere . Bu günlük bu kadar

İran’da Gezilecek Yerler-2

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir