1990 yılında aldığım ve beni beynimden vurulmuşa döndüren ikinci kitap yine bir Osmanlı doğumlu yazardan gelmişti. Bildiğim ezberi bozan bilgiler içeren okurken samimiyetin beni içine çektiği büyülü bir dünya resmeden bir kitaptı. Loksandra- Bir İstanbul Düşü- Maria Yordanidu tarafından yazılmıştı. Bana ilham kaynağı olan yazarlardan birisiydi. 1962 yılında 65 yaşında yazmıştı bu kitabı. İlk kitabı ile çok beğenilmişti. 28 sene sonra Türkçeye çevrilmişti. Maria çok masalsı ama bir o kadar içten anlatıyordu eski İstanbulu. Kesin ninesinden ve annesinden dinledikleri de vardı bu kurgu hikaye içinde. 1897 doğumlu ve 1919 yılına kadar kesintili de olsa İstanbul’da yaşıyor. Sonra İskenderiyeli bir Yunan ile evlenip Atina’ya yerleşiyor. Ninesi Loksandra Bakırköylü bir Rum. Bahçeli bir evi ve bir sürü çocuğu var. Anaç bir kadın. İşi gücü evi çekip çevirip yemekler yapmak. Doyurmak. Ona göre hastalıkların sebebi yemek yememek. aç kalmak. Başım ağrıyor diyenin ağzına bir köfte sokuyor “Nah, al bir köfte, şimdi geçer” diyor. Rahmet halama benziyor tarzı. Karnının ağrıdığını söyleyip kıvranan kızına ” Masanın istünde laaamacun var gızım. gıvır gıvır yi” demişti. Adana ağzıyla. Denize giden oğlu için “Ay Nikola” ya dualar edip haç çıkartan bir nine. Mesela Tatavla’ya gittiklerinde hala çan çalmak yerine çomakları bir birine vurup cemaatin kiliseye çağrıldığını söylüyor. Çünkü Tanzimata kadar çan çalmak, kilise yapmak yasak. Çok büyük baskılar altında yaşıyorlar. Özel izinle kilise yapılıyor ve çok zorla. Kadıköy çarşı içinde 1780lerde yapılan Ermeni Kilisesinin çanı o yüzden ahşap. Fazla ses çıkmasın diye.

1894-1896 yılında olan Hamidiye Katliamları da geçiyor kitapta. Anlattıklarından hiç bir şey anlamadığım için araştırma gereği duymuştum ama basılı kitaplarda ve ansiklopedilerde yoktu. Hamidiye Katliamları. Zaten kitapta böyle bahsetmiyor. Pera’da bulunan evlerinde Artin Amca’yı keserle parçalayan Kürt oduncu Reşo’dan bahsediyor. Şehirde ermeni kovalayan yüzlerce insan belirmişti birden bire. Yıllar sonra internet gelince bu katliamların sadece doğuda değil İstanbul’da da geçtiğini öğrenmiştim. Haçlarını sakladıklarını, sokakta haçlarını göstermemelerini tembihlediklerini sonra İstanbul’da Hristiyanların içinde yaşarken bizzat gözlemleyerek şahit olmuştum. Bu kitapları okumam benim evrene mesaj gönderip soruları merak ettiğim şeyleri yaşamama ve görmeme yol açtı. O yüzden fikirlerinize ve düşüncelerinize dikkat edin. Onlar çevrenize de mesaj veriyor o insanlar karşınıza çıkıyor ve size sizin korkularınız, ümitleriniz ve endişeleriniz gibi davranıyor. 2000 yılında birden hiç hesapta olmadan Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin, Süryanilerin yaşadığı bir şirkette çalışmaya başlamam da bu okuduğum kitaplardaki şeylerin cevabını bulmam içindi.

Okuduklarımız ve meraklarımız düşüncelerimizi ve eylemlerimizi belirliyor. Sevgiyle kalın

Bir İstanbul Düşü- Loksandra

Yazı dolaşımı


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir