Dar gelirli bir ailenin 1980’li yıllarda dahi Fenerbahçe semtinde oturması bir mucizeydi. Bizim gerçi dar gelirliden esnaf-dükkan sahibi konumuna geçmemiz daha yeni olmuştu. Adalar manzaralı bir evde kiracı olmamız tamamıyla arkadaşlık ve dostluğun o dönemde daha derin olmasından sebepti. İstanbul’da Kasımpaşa semtinde az sayıda olan bir erkek giyim mağazasının tezgahtarı olan babamın müşterilerinden birisi Kasımpaşa’da bulunan bir demir-çekme fabrikasının sahibinin oğluydu. Allah rahmet eylesin sıkı Fenerbahçeli Erol Ağabey, bir gün bizi Fenerbahçe’deki evlerine davet edip evini kiraya vermek istediğini ve babamdan çok cüzi bir kira ile kendi evinde oturmasını istedi. Biz de kabul ettik. Gidip gelmesi bizim için çok zordu. Kasımpaşa’dan Fenerbahçe’ye. Komşularımız, Perran Kutman, Metin Akpınar, Ercan Aktuna, Hatemoğlu’nun sahibi Ertuğrul Saykı vs. Fatih’te Horhor semtinde otururken birden kıta değiştirdik. İlk okul son sınıfı Nurettin Teksan ilkokulunda bitirdim. Daha 4 yaşında Ordu sporu 4-0 yendi diye Galatasaray taraftarı olmuştum. Bir daha da bırakmadım. Fenerbahçe’de ilkokulda bahçede oynarken sınıftaki tek G.S li olarak çok tekme yedim hatta ayağım kırıldı. Yine de bırakmadım tabii ki. Fenerbahçe stadı 1982 yılında yeniden açıldı. O tarihe kadar 3 büyük kulüp de maçlarını İnönü stadında oynuyordu. Galatasaray da maçlarını Ali Sami Yen stadında oynamaya başladı. Fenerbahçe stadının açılış maçı Alparslan’ın Trabzonspor ile jübile maçıydı.
Stadın yanındaki Kadıköy Ortaokulunda başladım ortaokula ve ismi değişip Kenan Evren Lisesi oldu. Hafta sonu okul kapalı olduğu için hafta içi Türkiye Kupası maçlarını sınıftan izlerdik. Pencereler beyaz boyalı olmasına rağmen maçı izlerdik. Stad o zaman daha küçük ve alçaktı.
Dereağzında antrenmanları herkes izleyebilirdi. Fenerbahçe futbol takımının hocası da Fenerbahçe’de oturuyordu. Branko Stankoviç kurt köpeği ile gezerken çok rastladım Dr.Faruk Ayanoğlu caddesinde. Dalyanda bir top sahası vardı. Orada tüm eski F.Bli futbolcular gazozuna maç yapmaya gelirdi. Lefter,”Puşkaş” Ergün Öztuna , Basri Dirimlili, Abdülkerim, Nezihi vs. Biz de onları saha kenarından izlerdik. Herkes çok samimi ve yakındı. Her şey daha kolaydı insanlık olarak. Evet cihaz, ekipman bulmak zordu ama insan ilişkileri çok samimi ve sıcaktı. Cunta’nın İstanbul Belediye başkanı “Abdullah Tırtıl” da bizim semtte otururdu. Yıllar geçti hep Fenerbahçe- Kızıltoprak- Ziverbey taraflarında yaşadık. Yaşım 42-43 olduğunda ıslak hacım ekipmanı denilen paslanmazdan mamul el kurutma makinesi- endüstriyel tip havluluk, sıvı sabun dispenseri ithal eden ve taahhüt yapan bir firmada ithalat sorumlusu oldum. Ataşehir’de bulunan Ülker Arena’nın inşaatını yapan Sağlam inşaat le bizim firma anlaştı. Salonun yapımı bitip ince işleri başladıktan sonra 4 ay salonda bu ekipmanları takanların başında durdum. Yanlış hatırlamıyorsam her katında 20 ye yakın tuvalet vardı 80 e yakın tuvalete yüzlerce sabunluk, kurutma makinesi taktık. Salonun en küçük gizli bölümlerini dahi girip çıkma fırsatım oldu. Tavanından en aşağıdaki koridorlarına kadar. Kış mevsiminde dondurucu İstanbul ayazında çalıştık ve aradan yine yıllar geçti sanırım 2016 yılında bir Euroleague maçında salona gittim ve gördüm. Kostas Souloukas’ın attığı 3lük ile tüm bunları hatırladım. Hepimiz bir çok değerli anıya ve bilgiye sahibiz. Hepimizin hayatı bir roman aslında.

Fenerbahçesi ve Kadıköyü

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir