Eskiden bizim ülkeye yabancı filmler kendi ülkesinde oynadıktan bir kaç sene sonra gelirdi. Grease filmi 1978 yılından çıktıktan tam 3 sene sonra Türkiye’ye gelmişti. Sene 1981 aylardan Şubat. Aksaray’da oturuyoruz. Darbe olalı daha bir yıl altı ay geçmiş. Sokağa çıkma yasağı saat gece 12de başlıyor. Aksaray Yıldız Sineması önünde kuyruk var. Herkes bu filme gitmek için can atıyor. Aksaray Birahane dolu. Aksaray Belediye Alt Geçidi yandığı için kapalı. Yolun üstünde barakalarda millet dükkanlarını açmış. Her yer birahane ve Dayım birahaneden çıkmıyor. Kendisine küçük bir büfe açıyor. Annem, Yengen herkes dayımın minik birahanesine meze yapıyor. O zaman hazır mayonez yok. Elde yapıyorlar. Amerikan Salatası diyoruz Rus salatasına. Dayımın evi Manastırlı Rıfat sokakta. Oradan mezeleri torba veya file ile dayımın Yıldız Sinemasının arka çıkışındaki dükkana götürüyorum.
Mevsim Kış aylardan şubat. Hava buz gibi. İnsanlar sokakta sıra bekliyor bilet için. Sinemaya bilet alacak param yok. Zaten yaşım daha 9. Aradan yıllar geçiyor. 1997 yılında VHS kasetten izliyorum filmi. Şişli Halaskargazi Caddesinde bir evde. Ev sahibi Avustralyalı bir kız , iskoç bir kızla kalıyorlar. İki kızın da ismi Alison. Kız arkadaşım sayesinde o eve gidiyoruz. Hayatımda ilk körili tavuğu orada yiyorum. Hindistan Cevizi soslu. Hepsi Grease tutkunu. Olivia Newton John da Avustralyalı. Defalarca izliyoruz filmi. Filmin şarkıları bir baş yapıt. “You are the one that I want” şarkısının sözlerini ezbere biliyorum. Şarkının girişindeki bas gitar sesi benim bas gitar almamı sağlıyor. Olivia Newton John vefat etmiş kanserden. Ben ölmeden istediklerimi yapayım bu dünyada.
ozankemalcullu.com
Bilgiye giden yol