Bu fikir uzun yıllardır aklımda bir yerde durur ve ne zaman o şarkılardan birinin tınılarını duyursam kardeşime verdiğim 10 şarkılık liste aklıma gelir. Bu liste benim Cenaze törenimde çalınmasını istediğim şarkılardır. Aslında sadece lsiteyi kardeşime verdim ama şarkıların cenaze töreninde nerede hangi ortamda hangi durumda çalınması konusunda hiç bir düzen oluşturmadım kafamda. Yani mezarımın toprağı kazılmış millet yere çömelmiş o anda mı çalınacak yada hoca duaları okuyacak ve cenaze mezara koyulup üstü kapatılacak ve sonra herkes gitmeden kardeşim getirdiği teybi toprağın üzerine koyacak ve bu 10 şarkı çalınacak.
Rembetiko filmin son sahnesinde Ünlü Rebet Marika ölmüştür ve cenazesi aynı anlattığım gibi toprağa verilmiştir. Uzun yıllar aynı “Teke” Yunanca “Batakhane”‘de beraber çalıştığı saz arkadaşları hep birlikte ellerinde buziki,santur ve kemanla çalıp oynayarak Marikanın bedenine veda ederler. Ruhu bizimledir. Çaldığı ve söylediği şarkılarda yaşamaktadır. Çok sevdiğim bir söz vardır der ki “ Müzik ruhun gıdasıdır” . Eğer bedeninizin yaşama veda ettikten sonra ruhunuzun yaşamaya ve ebedi bir hayata devam edeceğine inanıyorsanız ben ruhların çalğımız şarkıları duyacağına inanıyorum ve bu çalınan tınılardan bir haz almaya devam edeceklerini hissediyorum.
Cenaze törenimde bu şekilde bir seronomi istemim asıl sebebi sanırım bu şarkıların ruhuma seslenmesi. Beni gerçekten besleyip büyütmesi. Ruhumun duyduğu seslerden pozitif olarak etkilenmesi. Olumlu duygular yaşatıp yapıcı şeylere yönelmemi sağlaması.Çünkü duyduğum notalar sanki çok susadığım anda bir bardak suyu kanan kana içmek gibi geliyor bana. Ya da kan şekerimin düştüğü anda yediğim bir bar bitter çikolatanın damağımda yumuşayıp dağılırken verdiği lezzeti vermesi ruhuma. Damarlarımda akan kanın ve kakaonun beynime milim milim gittiğini hissetmek gibi bir şey. Dikkat edersiniz dinlerde de dualar çeşitli makamlarda okunarak insanların huşu içinde ibadetlerini yapmaları ve duyulan duadan ve müzikten etkilenip duygulanmaları sağlanır.
Kafkasyada bulunan çeşitli ülkelerde ve Rusyada cenaze töreninden sonra ölünün mezarına arkadaşları gidip sofra kurar birlikte içip şarkı söylerler ve sonra ölünün mezarına votka, şarap gibi içkiler dökülür ve duyguların birlikte paylaşılması sağlanır. Bu da tabii ki değişik bir yol ama fikrime ilham veren noktalardan biridir diyebilirim.
Cenazemde çalınmasını istediğim şarkı listesinde bulunan ve bana bu kadar laf etmemi sağlayan şarkı Sultans of Swing. Dire Straits grubunun ilk hit olan şarkısı. Mark Knopflerın büyülü ellerinden çıkan notaların insanın tüylerini diken diken eden duygular verme konusunda sanırım herkes hem fikirdir. Şarkıda Londra’da çalan bir caz grubunun üyeleri ve şarkıları nasıl çaldığı anlatılmaktadır. Sözler sanki sadece söz olması gerektiği için yazılmıştır ve duygusal bir yogunluğu yoktur.Ne bir kahramanlık anlatır ne de büyük bir aşk. Ama Mark kardeşimin gitarından çıkan tınılar ve gitar sololar insanı başka bir boyuta götürüyor.
Efendim Afiyet olsun!