Salgın günlerinde en çok yapılan şeylerden biri yemek yapmak. Herkes mutfağa dalıp başta ekmek çok değişik yiyecekler yapıp bunları sosyal medyada paylaşıyor. Ben de dün Lahmacun yaptım. Maya kullanmadan yapılan hamuru gerçekten kaliteli oldu. Ayrıca lahmacunları yapışmaz tavada pişirdim. Biraz etli ekmek gibi oldu ama olsun. Hamuru çok ince ve lezzetli oldu. Kuyruk yağı veya iç yağı bulamadığım için Türkiye’de yediğimiz gibi olmadı. Fakat Atina’da lokantalarda yediğim lahmacunlardan çok daha kaliteli oldu. Burada lahmacunun tanesini 3€ satmak için lokantalar hamurunu kalın tutuyor ve sonuç hüsran. Yunanistan’da yemekten bahsedilince et ve balıktan bahsetmemek olmaz. Gerçekten et çok yeniyor. 2017 yılının son aylarında Kallithea semtinde bulunan ISOLA durağının arkasında buluna bir “Brezilya Et Lokantası” aklıma geldi. İsmi “Maracana Grill” 15€ fiks menüye patlayıncaya kadar et yiyorsun. Güney Brezilya yani “Rio Grande Do Sul” eyaleti Arjantine çok yakın olduğu için aynı oradaki gibi “Mangal Et” çok yaygın. Domuz ve Sığır etinin çeşitli kesimleri mangal yapılarak çeşitli soslarla yeniliyor.
Brezilya’nın bu lezzetli yemeklerini yerken tabii ki Brezilya müziğini dinliyorsunuz. Bossa Nova ve Brezilya Pop Müziği dinleyebiliyorsunuz. Bossa Nova deyince hemen bu şarkı türünden bir şarkıyı youtube’da bulup dinlemeye başladım. Bu şarkının tınıları beni aşağıdaki satırları yazmama yol açtı.
Bossa nova Brezilya müziğinin önemli bir kolu. İlk olarak Tom Jobim ile Joao Gilberto‘nun 1958 yılında yaptıkları “Chega de Saudade” (Hüzüne Son) adlı şarkı ile başladıkları bu serüven 57 yıldır devam ediyor. Afrika tadını ve lezzetini jazz tınılarıyla hissettiğiniz Afrika insanının duyguları, hassaslığını, duygusallığını Avrupalı elinden çıkmış bir kombinasyonu.
Bossa nova Portekizce “yeni moda” anlamına geliyor. Aslında samba ile caz karışımı bir müzik türü diyebiliriz. 1960’lı yıllarda Brezilyada başlayan bu rüzgâr önce Amerika Birleşik Devletleri ve sonra tüm dünyayı sardı. Bossa nova tarzı şarkılarda kullanılan sözler yorumlar ve müzik ritimleri Brezilya toplumunun psikoljisine bağlı olarak iki evreye bölünmüştür.
1964 yılında Brezilya’da yapılan askeri darbeden evvel yapılan şarkılar daha yumuşak, duygusal ve kibardır. Fakat 1964 darbesinden sonra yapılan şarkılarda kullanılan sözler daha agresif, sert ve özgürlük için başkaldırı, protest tarzına bürünmüştür. Bossa nova şarkılarında kullanılan enstrümanlar klasik gitar, caz gitarı, kontrbass, bass gitarı, piyano, bongo, tumba ve davuldur.
Bossa nova müziğinin belli başlı temsilcileri alt ve alt-orta, orta gelir grububa ait kişilerden oluşmaktadır. Ülkenin en güney eyaleti olan Rio grande do Sul, Rio De Janerio, Sao Paolo gibi şehirler en çok bu müzik grubunun kök saldığı ve büyüyüp geliş bölgeler. Aslında Brezilya’da 1964 yılında yapılan askeri darbeye kadar pek bilinmeyen veya sadece Brezilya’da bilinen bossa nova, darbe ortamının bunalttığı, bozduğu sanatçıların Brezilyayı terk edip ABD’ye yerleşmesiyle büyük bir ivme kazanır. Tom Jobim, Joao Gilberto‘nun Amerika’ya yerleşmeleri ve “Girl from Ipanema” gibi şarkıların İngilizce’ye çevrilip Frank Sinatra gibi caz müziğinin önde gelenlerinden birinin albüm yapmasıyla dünya çapında ün yapar ve tanınır.
Bossa nova askeri darbe sonrası Brezilya’da özgürlük isteyenlerin protesto müziği olur. 1960’larda iktidar olan Brezilya İşçi Partisi‘nin iktidarında kârları düşen kapitalistlerin teşvikiyle sol hükümeti deviren askerler ülkedeki tüm özgürlükleri kısıtlamış ve özgür seçimlere son vermiştir. Bunun sonucu tüm sanatçılar ve buna dahil olan müzisyenler ülke dışında özgürlük için eserlerini yapmaya devam etmiştir.
Askeri vesayet yaptığı tüm olumsuz etki ve baskılara rağmen, Brezilya’da sadece müziğin gelişip yayılmasını sağlamamış ekonomik olarak yılda yüzde 12-13 gibi gelişmesini de sağlamıştır.
Bossa novanın en önemli temsilcileri: Gilberto Gil, Elis Regina, Tom Jobim, Joao Gilberto, Astrud Gilberto, Bebel Giberto, Sergio Mendez, Marco Valle, Clare Fischerdir.