Bilmek istersen seni,
Cân içre ara cânı.
Geç cânından bul ânı,
Sen seni bil, sen seni.
Kim bildi ef´âlini,
Ol bildi sıfâtını,
Anda gördü zâtını,
Sen seni bil, sen seni.
Görünen sıfâtındır,
Anı gören zâtındır,
Gayri ne hâcetindir,
Sen seni bil, sen seni.
Kim ki hayrete vardı,
Nûra müstağrak oldu,
Tevhîd-i zâtı buldu,
Sen seni bil, sen seni.
Bayram özünü bildi,
Bileni anda buldu,
Bulan ol kendi oldu,
Sen seni bil, sen seni.
Bazı sözleri ve deyimleri ancak zamanı gelip belli bir yaşanmışlıkla anlayabiliyorsun. Hacı Bayram Veli 600 yüz sene önce demiş “Anda bul” kendini. Yoksa öyle öküz trene bakar gibi bakıyorsun. Başlıktaki söz gibi. “Sen seni bil sen seni” Kişinin kendisini bilmesi ancak eğer hayatı yaşayıp bir risk alırsa, yeni bir adım atarsa, yeni kapılar açarsa, kendini aşacak şeyler yaparsa mümkün oluyor. Yoksa senin sana ait olduğunun bile farkına varamıyorsun. Başkası için yaşıyorsun. Bir sürü sosyal medya bildirimi gelirken nasıl kendinle buluşur bulursun kendini dersen derim ki bunun farkına varmak başlangıçtır. Bu anda kendinde kalmak ve bildirimlere, televizyona, bilgisayara bakmadan kendi içine ve kendi canına bakmak. Neden bunu yapıyorum? ne yaşıyorum şu an? Neden bu durumu yaşıyorum? Neden bu durumdayım? Bir sürü şeyi kendimize sorup cevabını alabiliriz. Kendi içimizdeki canı arayıp bulmak bizim insan olma serüvenimiz. Bu yoldan geçmek en büyük şansımız. İnsan olma yolunda bulunmak da yüceliğin en büyük sırrı. Aslında bunun yolu sadece ve sadece yaşamaktan geçiyor. Ölmemeye ve hayatta kalmaya programlı bir varlığın içinde yanı zamanda yaşamaya çalışmak ve hayatı deneyimlemek gerçekten kişinin idrak durumuna bağlı.
O yüzden kimseyi dışardan disipline edip, onu düzeltemeyiz. Onu değiştiremeyiz. Her şey kişinin kendi içinden oluyor. Özünü bilen ve anlayan kişi oradan gelen mesajı duyabiliyor. Ona öz deyin, Allah deyin ne derseniz deyin.
Özünüzle güzel sohbetler dilerim.