Bu başlıkla bir yazı yazdım mı daha önce bilmiyorum ama böyle bir kitap yazmayı çok istedim. Belki bir gün yazarım. Birilerine ne anlatırsak anlatalım eğer onu bir hikaye ile beslersek bizim ruhumuzda yer eder. Çünkü hikayeler bizim zihnimizin çapa atacağı ve demirleyeceği bir kerteriz verir bizlere. Hikayesi olmayan hiç bir şey zihnimizde kalıcı olmaz. Çünkü ancak bir hikaye üzerine bir inanç belirleyebilir insan zihni. En değerli özelliği de bu dur insan beyninin. İşte o yüzden bütün dinler ve inanç sistemleri bize hikayelerle anlatılır. İkinci nokta varlığımızın ayakta kalmak için bir gruba bir klana ait olma ve yok olmama ihtiyacı vardır. Din ve diğer ideolojiler bize bu rahatlığı verir. Tabii bir çok inanç da bu ihtiyacımızı suistimal eder. Her inancın kutsalları, dokunulmazları ve kahramanları vardı. Bunlara bir zarar gelmemesi için elimizden geleni yapmamız gerekir. Bu şekilde de biz biz olmaktan çıkarız. Milli kimlikler de aynıdır. Bu kahramanlar ve şehitler el sürülmez ve çok hassastır. Aslında her inanç bir şekilde bizi üretmekten ve bir şeyler ortaya çıkarıp yaratmaktan uzak tutuyorsa o inanç konusunda bir oturup düşünmeye başlamanın zamanı gelmiştir.
Hiç bir şeye inanmayan birisi olarak bir inancım yine vardı. Fakat mutlu değildim. Mutlu bir arkadaşımı gördüm. Kiliseye gittiğini ve İsa Mesihi’n beni sevdiğini söyledi. Ben de “Sen nerden biliyorsun?” dedim. “O da seni sevdiği için yarattı” dedi. Sevgi sözcüğü beni cezbetmişti. 23 sene önce ve kiliseye gitmeye başladım. Kiliseye giderken vaftiz olmak istemedim ve benim neden ailemden gelen dinimi yapmadığımı sordular. Ben de kiliseye gitmeyi bırakıp Müslümanlığı tam anlamıyla yapmaya koyuldum. Fakat bu da beni mutlu etmedi. Çünkü din için kendimi kısıtlıyordum ve yapmak istediğim gerçekleştirmek istediğim ve bulamadığım şeyleri engelliyordu.

5 sene önce İslamı da bırakıp bu sefer bir varlığın olduğuna inanmaya başladım. Fakat bir ritüelim yok. Meditasyon yapıyorum ve kendi kendime dua ediyorum. O yüce varlığa. Yüce varlığın benim içimdeki bir enerji olduğunu biliyorum ve zihnimin kontrolünde bir süre çıkıp onu bulmak için günde 10-20 dakika arası kendimle baş başa kalıyorum.

Sevgi enerjisine vardığımızda asında yaratanın orada olduğunu görebiliyoruz. Yeterince kendi kendimizle olmaya zaman ayırmalıyız diye düşünüyorum. O vakit büyülü bir dünyanın içinde olacağız.

Kilisede Müslüman Olmak

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir