Sevgili Baba yurdum Adana’da Volkswagen “Beetle” yani “Böcek” ( Ne hikmetse Türkçe’de “Kaplumbağa” olarak geçer) modeline “Dosbaa” ( Tosbağa) derler. O bölgede tosbağalar yani kaplumbağalar miniktir. Dev boyutlu olanı yoktur. Fakat tüm kaplumbağalar gibi 40 ile 150 yıl arası yaşarlar. Uzun ömür rekoru, Seyşeller ve Galapagos’un 150 yıla ulaşabilen dev kara kaplumbağalarına ait. Üreme döneminde, iyi bakılan bir kaplumbağa 120 yıl, Florida denilen kırmızı kulaklı bir kaplumbağa ise 30-40 yıl yaşayabilir. Kaplumbağaların bu kadar uzun yaşamalarının sebebi ise vücutlarındaki yavaşlıktan gelir. Kaplumbağalar sadece dikkate değer ölçüde yavaş hareket etmezler. Ayrıca, kalp atışından metabolizmaya ve sindirime kadar vücudunuzdaki tüm önemli süreçler nispeten yavaştır. Sonuç olarak, kaplumbağalar, diğer birçok hayvanın aksine, eskisi kadar hızlı yaşlanmazlar ve buna bağlı olarak ortalama ömürleri de uzar.

Mesela deniz kaplumbağaları, kürek gibi uzuvları ve kafalarını kalkana sokmaları ile ayırt edilirler. Yeşil kaplumbağa türü ise Akdeniz’de yaygın olan, boyu bir metreye varan ve nesli tükenmekte olan bir tür olan kaplumbağalardan biridir, eti yenen türlerden biri ve dişi yeşil kaplumbağa iki hafta içinde yaklaşık 100-200 yumurta bırakır. Kaplumbağalarıdır. Tropik denizlerde bulunurlar. Örneğin su kaplumbağaları, oksijene ihtiyaç duymadan su altında birkaç ay yaşayabilirler. Bazı deniz kaplumbağaları 70- 80 yıl yaşayabiliyor. 100 yıldan fazla uzun bir süre de yaşayabilir, ancak bu özel koşullar altında yapılır. Gözetim altında beslenen ve dengeli bir diyetle izlenen kaplumbağaların yaşam süresi de artmaktadır. İnsan ömrü ise 60-80 arası bir zaman sürecini kapsar. Kaplumbağalar hiç emekli olmaz. Peki biz insanoğlu neden emekli olmayı yaratmışız? Çünkü bir zihnimiz var ve bu zihin bir sürü zırvayı yaratıp hayatımızı kolaylaştırmak yerine daha da zorlaştırıyor. O yüzden yirmi yaşında emekli olup, hiç çalışmak istemiyordum. İnsanoğlu bir şeyler üretip, kendine ve başkalarına faydalı olursa yaşama amacını bulabiliyor. Hiç bir şey yapmadan atıl durmak, ıskartaya çıkarılmak insanın doğasına aykırı. Fayda yaratabildiğimiz her an bizim ruhumuzu besleyecek bir şeyler yapmalıyız ki ruhumuz yaşasın.

O yüzden neler yapabildiğimizi düşünüp, ne yapmak istediğimizi hissedip bu hedefe doğru inançlı bir şekilde yürümeliyiz. İşte o zaman istediklerimizi yaparken, bir şeyler üretip mutlu da olmuş oluruz. Yavaş yavaş yürüyüp menziline giden kaplumbağa gibi adım adım yol alabiliriz.

Sen Hiç Emekli Kaplumbağa Gördün mü?

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir