Başlık Zülfü Livaneli’nin rivayete göre Sait Faik anısına yazdığı bir şiire ait. Şarkı sözü aslında ama ben şiir diyeyim yine. Şiirin ismi “Ada” aşağıda dizelerini yayınlıyorum. Bu şiirden bir şarkı da bestelemiş ve aynı adlı albümde yayınlamıştır. Aslında usta şöyle diyor ; “Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey insanı sevmekle bitiyor” Bu sözler yazarın son kitabı “Alemdağ’da Var Bir Yılan” isimli kitabında geçiyor. Bana göre bir insanı seversek gerçekten biten hüzündür, biten yalnızlıktır, biten kasvettir. Eğer gerçekten başlıyorsa bir şey o sevgidir.

Zülfü Livaneli baştaki sözü de Dostoyevski’nin bir kitabından esinlenmiş. Yazarın “Dünyayı güzellik kurtaracak” isimli kitabını henüz okumadım ama çok merak ediyorum. Aslında hayat gerçekten çok güzel bir süreç. İnancıma göre ruhumuz ölümsüz. Bu dünya hayatı ise geçici. Ruhumuz bir şekilde an be an evirilip gelişiyor. Kah sevgiyle, kah yalnızlıkla, kah acıyla harmanlanıyor. Bir şekilde gelişip olgunlaşıyor. Dünyaya hep kendi gözlüklerimizle bakıyoruz. Onunla yoğrulup pişiyoruz. O yüzden bu dünyada kavga gürültü ve çekememezlik ile birlikte tam tersi olan sevgi, anlaşma, sevişme, aşk da var olacak. O yüzden güzellikler yaratmak bizim elimizde. Güzellik olan yerde durup olmayan yerden uzaklaşmak bizim elimizde.
Her bitiş yeni bir başlangıçtır ve umut kaynağıdır. En büyük enerji de sevgidir. Sevgi yolumuzu aydınlatsın. Karanlık gecelerde dağlanan ruhumuz sevginin gün gibi aydınlattı anlarda inkişaf edip gelişsin. Yeni ışıklar doğursun. Sevginin iyileştirdiği bedenlerde duralım hepimiz. Güzel dileklerimizi hayatımıza verelim. Terör ortamının olduğu 1970’li yıllarda bu tarz yazılar ve şiirler çok vardı. Bu tip yazıların artmasını dilerim. Sevginin her türü bizim yolumuzu açar. Hayvanları sevmek gibi. İki köpeği olan birisi olarak hayvanların sevgisinin beni nasıl kalkındırdığını, geliştirdiğini size anlatamamam. Yaşamak lazım. Hissetmek lazım. Hayvan sevgisi ile ilgili “Dünyayı Güzellik Kurtaracak” eserinde “Fyodor Dostoyevski” bakın ne demiş. ” Hayvanları sevin, bitkileri sevin, her şeyi sevin. Her şeyi severseniz sevdiğiniz şeylerdeki kutsal sır perdesini aralamış olacaksınız. Bunların bir kez farkında olduğunuzda bu kutsal sırrı her geçen gün daha iyi anlayacaksınız. Bir gün gelecek ve tüm dünyayı, her şeyi kucaklayan bir aşkla seveceksiniz.” Yazımızı yine Sait Faik’in “Alemdağ’da Var Bir Yılan” isimli eserinden bir alıntı ile bitirelim. Hikaye’de Ermeni Balıkçı ile balığa açılır Sait Faik. Bir sandalda. Topal bir martı vardır. Ne zaman ikisi balığa açılsalar gelir. Fakat bir gün bu topla martı ölür. Denize açılırlar ama ikisinin de ağzını bıçak açmaz. Şöyle bir diyalog geçer aralarında.
“— Ey, dedim, ne diyecektim? Yoksa topal martının mı matemini tutuyorsun?
Önce kafasını gösterdi:
— Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi.
Sonra kalbini gösterdi:
— Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.
Sustu. Koca adam, barut gibi adam, köyde kimsenin sevmediği, hoşlanmadığı adam.” Sizi Zülfü Livaneli’nin şiiri ile baş başa bırakıyorum.

“Ada”
Bir kıyıdan baktım dünyaya
Ellerimde tuz avucumda sedef
Bir mavilik bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor
Nerede nerede insanlar

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

0 üzüntü birden gelir
Yağmurlu havalarda
Yeniden kurarım dünyayı ben
Kederlerle
Kimseler aşık değil mi bu şehirde

Hava martılar ışıklı şehir
Sarhoş ediyor beni yosun kokusu
Hilesiz kucaklamak istiyorum
Dünyayı şehri ve seni

Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

Dünyayı Güzellik Kurtaracak

Yazı dolaşımı


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir