1970’li yıllarda doğmuş çocukların futboldan sonra en çok sevdiği oyun Basketboldu. TRT basket maçlarını kesintisiz verirdi. O yıllarda sanayiciler Basketbol ve Voleybola yatırım yaparak sporu desteklerlerdi. Basketbolda ise en bir çok markanın takımı vardı. Beslen Makarna, Çukurova, Paşabahçe, Büyükdere Boronkay, Eczacıbaşı, Pınar ve Efes Pilsen. Bunlar Efes Pilsen verdiği desteği kesmeyip kalıcı bir kulüp olma başarısını gösterdi. Eskiden Spor ve Sergi sarayına giderdik. Sonra Abdi İpekçi bizim ikinci adresimiz oldu. Ne zaman imkanım olduysa gidip izledim. Efes Pilsen bizim Avrupa’da gurumuzdu. Dünkü kupa 45 yıl sonra geldi. Evet çok para harcadılar ama aynı zamanda bir basketbol kültürü yarattılar. Aydan Siyavuş, Aydın Örs, Ergin Ataman gibi hocalar bunda emekleri var. Hepsi aynı zamanda benim geçmişim bir parçası. Tamer Oyguç, Ufuk Sarıca, Naumoski, Volkan Aydın hatırladığım yıldızlar.
Dün akşam Barselona maçını izlerken 1996 yılına gittim. Barselona o zaman ki Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Eleme maçları için İstanbul’a geliyordu. Ne yapıp edip Barselonalı basketbolcular ile buluşmam lazım dedim. Düşündüm. Nasıl yaparım da bu basketbolcularla tanışırım? Aklıma Annesi Katalan Barselonalı olan Sabri geldi. Hemen aradım. Bana yardımcı olacaksın. Tamam dedi. Hemen Hürriyet Spor Servisi Müdürü Esat Yılmaeri aradım. Bağladılar. Benim adım Ozan ve Annem Katalan. Barselonalı basketbolcularla tanışmak istiyorum. O zaman cep telefonu herkeste yok. Salona gelince basın tribününe gelirsen sana yardım ederim diye söz verdi. Maç günü geldi salona yalnız gittim. Basın Tribününde Esat Yılmaeri bekledim yok. Sonra arkadaşım Sabri geldi. Aklıma başka plan geldi. Dedim ben İspanyol’um ve sen benim rehberimsin. Hemen Televizyoncuların yanına gidip boşta duran Kanal 6 spikerine gidip durumu anlattık. Adam hemen inandı ve tribünün korkuluğunu açması için salon görevlisine rica etti. İnanamıyordum. Parkeye indik. Salonun altındaki koridorlarda Hem Efesli hem de Barselonalı basketbolcular ısınıyordu. Onların yanına gittiğimizde ise gazeteci numarası yaptık. Sorular sorduk ve yanıtlar aldık. Maçı saha kenarındaki plastik sandalyelere oturup pota arkasından izledik. Yanımızda diğer takımların basketbolcuları da oturuyordu. İnanılmaz bir gündü. Dün akşam tüm bu anıları hatırladım. Çok teşekkürler EFES PİLSEN!